“FORMREFORM” İSMET YEDİKARDEŞ RETROSPEKTİFİ KAZLIÇEŞME SANAT’TA
Zeytinburnu Belediyesi Kazlıçeşme Sanat, 2022 yılı ilk projesinde sanat çevrelerini Sanatçı İsmet Yedikardeş Retrospektif sergisiyle buluşturuyor. Açılışı 20 Ocak Perşembe saat 19.00’da gerçekleşecek sergide sanatseverler; seramik, resim ve heykel gibi çok yönlü üretimleri olan bir sanatçının tüm dönemlerinden ve farklı sanat disiplinlerinden eserlerini görebilecek. Birçoğu daha önce sergilenmemiş çalışmalar ilk kez bu sergi ile sanatseverlerle buluşuyor.
"FORMREFORM İsmet Yedikardeş Retrospektifi"nde sanatçının ilk dönem çalışmaları ve özellikle Stuttgart Güzel Sanatlar Akademi dönemi koleksiyonundaki eserleri izleyiciyle buluşuyor. Retrospektif sergisi, sanatçının çocukluk döneminde babasının çömlekhanesinde seramikle buluştuğu dönem fotoğrafları ve burada yaptığı seramik heykellere ilişkin bilgiler ve tüm sanat hayatının önemli kesitlerinin yer aldığı biyografi bölümünün yanı sıra 4 ana bölümden oluşuyor.
Sergi Adı: İsmet Yedikardeş Retrospektifi "FORMREFORM"
Açılış Tarihi ve Saati: 20 Ocak 2022 Perşembe // 19.00
Sergi Süresi: 20 Ocak-6 Mart 2022
Sergi Ziyaret Saatleri: Pazartesi günleri hariç her gün 10.00-18.00
Yer: Kazlıçeşme Sanat
Küratör: Mehmet Lütfi Şen
ÖZE DÖNÜŞ SERİSİ
Figüratif seramik heykel çalışmaların yer aldığı bu ilk bölümde özellikle sanatçının son dönemde yaptığı daha önce hiç sergilenmemiş 14 eseri yer alıyor. İsmet Yedikardeş bu bölümdeki çalışmalarını “İnsanlık topraktan zuhur ediyor. Mağara duvarlarından da yola çıkarak hem ilk eseri inceledim hem yapıtları. İnsanlığın ilk üretimlerinin neredeyse tamamının ana malzemesi toprak olmuştur. Bu anlayış doğrultusunda seramik heykel çalışmalarımı sürdürdüm. Ve mağara resimlerinde bulunan içerikleri yorumlayarak çalışmalarımda suret ve figür formlarına yer verdim.” şeklinde ifade ediyor.
İLK VE SON SERİSİ
Retrospektifin ikinci bölümünde Kaya Özsezgin’in, Yedikardeş’in en önemli eserleri olarak altını çizdiği deri üzerine yağlıboya çalışmalarından oluşan "İlk ve Son Serisi"nden önemli başyapıtlar yer alıyor. Sanatçı bu bölümle ilgili olarak “Bugün bilinen dünyanın en eski yerleşim yeri Urfa Göbeklitepe'dir. Deri üzerinde ilk insanla çağdaş insanın yaptıklarının sentezini resimlerime taşıyorum. Sürrealistle soyut karışımı bir tür. İlk insanla çağdaş insanın yaptıklarını kıyaslayarak sanatın bugüne gelişini yorumluyorum.” diye açıklıyor.
MARDİN RESİMLERİ SERİSİ
Prof. Dr. Metin Sözen’in “Ressam-heykeltıraş, seramik sanatçısı İsmet Yedikardeş, kendisine Mardin konulu yeni bir dünya yaratmıştır. Bu dünyanın içinde dün, bugün, gelecek vardır.” şeklinde ifade ettiği Retrospektifin bu bölümü için Yedikardeş Mardin resimlerini bir vefa borcu olarak 10 yıldan fazla zamanını ayırarak şehrin eşsiz mimari dokusunu, kültürel bir aradalığını ve medeniyet zenginliğini yansıtmak için yaptığının altını çiziyor.
SULTANLAR SERİSİ
Retrospektifin son bölümü yine sanatçının medeniyet değerlerine bir vefa olarak yaptığı Osmanlı Sultanları portrelerinin bir bölümünden oluşuyor. Bu çalışma serisinde sanatçı 36 Osmanlı Padişahını portresi, tuğrası ve yaptırdığı mimari eserlerden birisiyle birlikte resmediyor.
Küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen’in üstlendiği, birçok eserin ilk kez sanatseverlerle buluştuğu FORMREFORM İsmet Yedikardeş Retrospektifi, 20 Ocak-6 Mart tarihleri arasında Zeytinburnu Belediyesi Kazlıçeşme Sanat’ta ziyaretçilere açık olacak. Proje için hazırlanan katalogda sergilenen tüm eserler, Prof. Dr. Kaya Özsezgin’in ve Prof. Dr. Metin Sözen’in sanatçı üzerine yaptığı değerlendirmeler, ayrıca bu retrospektif için Samed Karagöz’ün kaleme aldığı kapsamlı makalesi yer alıyor.
İSMET YEDİKARDEŞ HAKKINDA
1947'de Mardin'de doğan İsmet Yedikardeş ilk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. İlk olarak Sakarya İlköğretim Okuluna kaydoldu. İsmet Yedikardeş'in doğuştan gelen resim yeteneğini buradaki ilkokul öğretmeni keşfetti. Yaptığı bir sonbahar resmine hayran olan ilkokul öğretmeni ona "Sen ressam olacaksın" diyerek isabetli ve teşvik edici bir öngörüde bulundu. İlkokuldan itibaren baba mesleği olan çömlek atölyesinde öğrenim hayatı boyunca çalışarak ileride zirveye çıkacak seramik-heykel kabiliyetini geliştirdi.
Çocukluğundan beri tarih ve arkeolojiye meraklı olan Yedikardeş, çalıştığı çömlek atölyesinde tarih kitaplarında gördüğü eski heykel ve figürleri çalıştı. Bu çalışmaları, onun tarih öncesi döneme olan ilgisini arttırdı.
Resim, heykel, çömlek ve tiyatroyla iç içe geçen ilk, orta ve lise eğitiminden sonra İstanbul'da okumak isteyen ve İstanbul Üniversitesi Arkeoloji bölümüne giren Yedikardeş, dönemin siyasi istikrarsızlık ve öğrenci olayları nedeniyle ancak bir süre okula devam edebildi. Ardından Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisindeki bir Alman hocanın tavsiyesi ile Almanya'ya gitmeye karar verdi. 1972’de Stuttgart Güzel Sanatlar Akademisine, Prof. U. Gunther'in başkanı olduğu Seramik ve Heykel Bölümüne girdi. Bu bölümü 1977'de bitirdi. Almanya'daki eğitimi süresince seramik, resim, heykel çalışmalarına aralıksız devam etti. Almanya'daki çalışmalarını 5 karma ve 4 kişisel sergiyle sanatseverlerle paylaştı.
İlk insanların mağara resimlerinden esinlendiği çalışmalar ve Almanya'da sergilediği seramik eserler bu dönemin ürünleridir. 1979’da 2. İstanbul Sanat Bayramı kapsamında İstanbul Resim ve Heykel Müzesinde Alman sanatçılarla birlikte karma bir sergiye katıldı. Çeşitli konulardaki resim ve seramik çalışmalarının yanı sıra on yıldır Mardin kent dokusunu ve Mardin kültürünü merkez alan resim çalışmaları ile Mardin mimarisini, taş işleme sanatını, kent doku ve kültürünü sanatı aracılığı ile özellikle genç nesillere tanıtmaya çalışan Yedikardeş, evrensel düzeyde Mardin'e dikkat ve ilgi çekmeye çalışmaktadır.
15 Eylül 1991'de sanatçı İsmet Yedikardeş Gürpınar Sanat Atölyesi’ni açmıştı. Bu açılış vesilesiyle sanatçı dostları Zühtü Müridoğlu, Abidin Dino, Ferenc Balkay, Burhan Uygur, Helmut Neitzert, Ergin İnan, Utku Varlık, Devrim Erbil, Cem Sağbil, Erol Deneç, Frandisek Vorel, Mehmet Güler, Remzi Köklü ve kendi eserlerinin de olduğu çok önemli bir uluslararası karma sergi gerçekleştirdi.
Resimlerinde özellikle son elli yılda yaşanan kültür erozyonundan payını alan Mardin'i, mevcut haliyle değil, bozulmadan önceki asli halini dikkate alarak kendine özgü tasavvur ve sanat gücüyle tuvale aktaran İsmet Yedikardeş, özelde Mardin'e, genelde ülkemize ve evrensel düzeyde de dünya kültürüne olan borcunu ödemektedir.
Bugüne kadar Almanya’dan ABD’ye birçok ülkede çalıştaylar, karma sergiler ve kişisel sergiler açan sanatçı, çalışmalarını İstanbul’da kendi atölyesinde sürdürmektedir.