SERDAR TUNCER'LE ZEYTİNBURNU'NDA RAMAZAN PROGRAMININ ÜÇÜNCÜ KONUĞU DOÇ. DR. YASİN PİŞGİN OLDU
Serdar Tuncer’le Zeytinburnu’nda Ramazan programının üçüncü konuğu Doç. Dr. Yasin Pişgin oldu. 31 Mart Cuma akşamı gerçekleşen programda Tuncer, Yasin Pişgin ile Ramazan üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.
GÖNLÜN BİR SINIRI YOK
Serdar Tuncer’in sunduğu programın hemen başında Doç. Dr. Pişgin; “İnsan aslında çift kutuplu bir varlık. Bizim bir maddemiz var, bir de manamız var. Bir bedenimiz var, bir ruhumuz var. Ne bileyim, bir aklımız var bir gönlümüz var. İnsan çift yönlü bir varlık. İnsanın ruhi olanakları, kabiliyetleri, niyetleri maddi dünyasındaki yapıp etmelerine nispetle daha geniş, daha güçlü ve daha geniş bir çapa sahip. Çünkü madde alemi sınırlılıklarla mukayyet yani sınırlı ve belli şartlara bağlı olduğu için insan gönlüne, kalbine düşen her şey, madde aleminde, eylem sahasında vücut bulduramıyor, gerçekleştiremiyor. Böyle bir madde aleminin, yapıp etmelerimizin bir sınırı var. Her şeyi düşündüğünüz gibi icra edemiyorsunuz fakat insanın ruhunun, kalbinin, niyetlerinin aslında bir sınırı yok. Gönlün bir sınırı yok. Gönlün kabiliyetleri, ruhun kabiliyetleri daha fazla.” sözleri ile insanın bedeni ile ruhu arasındaki farklılığa dikkat çekti.
KALİTELİ DİNDARLIK AKIL, FERASET VE ZEKA İŞİDİR
Sohbette Yasin Pişgin, gün içinde yapıp ettiklerimizi amel seviyesine yükseltebilmenin formülünü; “Kaliteli dindarlık aslında akıl, feraset ve zeka işidir. Bir Müslüman, bir mümin hayatının tamamını ibadete dönüştürebilir. Nasıl olabilir bu? Şöyle ki; ameller vardır, fiiller vardır. Fiiller aslında vasıfsız olan insanla insanın dışındaki canlıları, canlıların birlikte yaptıkları, müştereken yaptığı şeylerdir. Mesela biz yeriz, herhangi bir hayvan da yer, herhangi bir canlı da yer. Biz uyuruz, herhangi bir canlı da uyur. Biz su içeriz, herhangi bir canlı da su içer. Biz mesela işte bir aile sahibi oluruz, herhangi bir canlı da işte eşini bulur, eşiyle birlikte olur falan. Şimdi insanın davranışlarını, hayvanın veya herhangi bir canlının davranışlarından ayıran temel özellik o işin amel konumuna yükselmesidir. Bir işi fiil konumundan amel konumuna niyet yükseltir. Yani bir insan yaptığı bir işin başında eğer o işe niyet ederse onun yemesi ibadet olur, uyuması ibadet olur, yaptığı spor ibadet olabilir mi? Evet, ibadet olur. Bunun için de çok pratik bir şey öneriyorum. O da şudur; yaptığımız, şer olmayan, günah olmayan işlerin, mübah sahadan bahsediyorum, helal sahadan bahsediyorum, yeme içme veya herhangi bir yerde işte arkadaşlarla bir araya gelip günah mevzusu üzerine odaklanmayan herhangi bir sohbetten bahsediyorum, bütün bunların hepsi hayırlı bir niyet ile amel olabilir.” sözleri ile verdi.
Program, Yasin Pişgin’in “Aşk Akıl İçin Bir Sırrı Kadim” isimli şiirini okumasıyla son buldu.