Ekrem Demirli: İslam referans oldu, fakat İslamdan beslenilmedi.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ekrem Demirli, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde verdiği Tasavvuf ve İslam seminerinin Ekim ayı programında 12. Ve 13. Yy.’da yaşamış düşünür Muhyiddin İbn’ül Arabi’nin fikir dünyasından bahsetti ve bugünün modern düşünürlerinin İslam mirasına sahip çıkamadığını söyledi.
Ekrem Demirli: İslam referans oldu, fakat İslamdan beslenilmedi. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ekrem Demirli, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde verdiği Tasavvuf ve İslam seminerinin Ekim ayı programında 12. Ve 13. Yy.’da yaşamış düşünür Muhyiddin İbn’ül Arabi’nin fikir dünyasından bahsetti ve bugünün modern düşünürlerinin İslam mirasına sahip çıkamadığını söyledi. Muhyiddin İbn’ül Arabi’nin 18 ciltlik dev kitabı Fütuhat-ı Mekkiye’yi Türkçeye çeviren ve bu süreçte onun yaşamına daha yakından baktığını ve söylediklerini daha iyi anladığını belirten Ekrem Demirli; Arabi’nin düşüncelerinin yanı sıra aynı zamanda İslamı yaşamına aksettiren bir düşünür de olduğunu söyledi. Arabi’nin kitabını bir köleye ithaf ettiğini ve aynı kitapta Selçuklu Hükümdarına yazdığı mektupta ona “oğlum” diye hitap ettiğini belirtten Ekrem Demirli, günümüzde modern düşünürlerin batı felsefesinden faydalandığını söyledi ve “Geçmiş 60-70 yılda müslümanlar İslamı referans yaptılar fakat İslamdan beslenmediler.” dedi. Demirli, bu eleştirisine şu sözlerle açıklık getirdi: “Günümüz fikir adamları İslam dışındaki felsefelerden beslendiler, çünkü İslam mirasını çağımıza aktaramadılar. İçimizden çıkan biri örneğin miraç hadisesi üzerine bir felsefe geliştiremedi. Mevlid, namaz, hac üzerine bir sanat, akıl üretemediler. Örneğin dünyada Fransız devriminden beri bir eşitlik kavramı var. Hac ibadeti benim anladığım kadarıyla eşitlik kavramını ifade eden müstesna bir ibadetimizdir. İnsanlar aşağılanmak, üzerinde bir hükümranlık istemediği için eşitlik talep ediyor. Çünkü insanın en rahatsız olduğu şey yok sayılmaktır. Fakat bu bütün statüleri ortadan kaldıran muazzam ibadet üzerinden insanların içinde bulunduğu depresyonlara çare olacak bir felsefe üretilememiştir.”