Prof. Dr. Bedri Gencer: Ümmet siyasi bir topluluktur.
İslamda Modernleşme kitabının yazarı Prof. Dr. Bedri Gencer, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde Kavramların Kalbine Yolculuk başlığıyla ayda bir verdiği seminer dizisinde Mayıs ayında Ümmet kavramını anlattı. Arapçada topluluk isimlerinin sayılarla belirlendiğini söyleyen Bedri Gencer; bir topluluğun ümmet olabilmesi için öncelikle en az 40 kişinin gerektiğini belirttikten sonra, ümmetin dini bir topluluk olarak tanımlanmasının yanlış olduğunu ifade ederek ümmetin siyasi bir topluluk olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Bedri Gencer’in İslami terminolojide sıklıkla kullanılan kavramları dil, dini ve sosyolojik yönleriyle anlattığı ve günümüzde gerçek manalarıyla kullanılmadığına değinerek dinleyicilerine doğrusunu aktardığı Kavramların Kalbine Yolculuk seminerleri yıl boyunca okuyucuların ilgisiyle karşılık buldu. Daha önceki seminerlerinde İlim, Hikmet, Şeriat, Sünnet, Fıkıh, Din kavramlarını anlatan Gencer, Mayıs ayında Ümmet kavramını anlatarak yılın son seminerini gerçekleştirdi.
“Ümmet kavramını adeta bir ana kucağı gibi görebiliriz.”
Ümmetin kelime kökeniyle, Arapçada anne manasına gelen üm kelimesinden türediğini söyleyen Gencer; “ Ümmet kısaca topluluk demektir. Burada genel kavram esasında ümmi kavramı. Bugün meallere baktığımızda ümmi kavramının yanlış çevrildiğini görüyoruz. Peygamber Efendimizin ümmi olduğu söyleniyor. Bugün ümmiyi okuma, yazma bilmeyen olarak çeviriyorlar. Ümmi sadece yazma bilmeyen demektir. Yoksa Kur’an-ı Kerim “Oku” ayeti ile başlamazdı. Ümmi, üm yani anneye mensup, ümmete mensup demektir. Ümmet kavramını adeta bir ana kucağı gibi görebiliriz.” dedi.
“İslam’daki ümmi kavramının, Hıristiyanlıktaki ruhban kavramının zıddıdır.”
İslam’daki ümmi kavramının, Hıristiyanlıktaki ruhban kavramının zıddı olduğunu belirten Bedri Gencer, Hıristiyanlıkta ruhbanlığın halktan ayrı bir sınıf olduğunu söyleyerek, ruhbanların okuma-yazma tekelini ellerinde tuttuklarını, halkı aşağı gördüklerini belirterek ümmi kavramının buna karşıt olduğunu söyledi. Osmanlı döneminde karışıklıkların önüne geçilmek için camilerde din görevlileri bulundurulduğunu söyleyen Gencer; “İslam dininde cemaat arasındaki en faziletli, bilgili kimse öne çıkar ve imam olabilir. Bizde ruhbanlık yoktur.” dedi.
İslam ümmetinin diğer ümmetlerden farklılığına da değinen Bedri Gencer, “Hz. Muhammed (s.a.v)’den önceki peygamberler kendi kavimlerine gönderilmişken, Hz. Muhammed (s.a.v) kendisinden sonraki bütün kavimlere de gönderilmiştir.” dedi.
“Ümmet siyasi topluluktur, millet ise dini topluluktur.”
Bedri Gencer’in ümmet konusunu anlattığı seminerinin en dikkat çeken alt konusu ise ümmet ve millet farkına değinmesi oldu. Ümmet ve millet kavramlarının günümüzde yanlış değerlendirildiğini söyleyen Gencer; “Ümmet siyasi topluluktur, millet ise dini topluluktur. İslam devleti altında yaşayan Müslümanları ve gayri Müslimleri kapsayan topluluğa ümmet denir. Sadece Müslümanların yaşadığı topluluğa ise millet denir. Geçmişimizde bunun örneklerini görürüz. Osmanlı döneminde yaşayan gayri Müslimler şeraiti kabul etmiş, sorunlarının şeraitle çözülmesini istemişlerdir. Yani şeriate tabi oldukları halde, millete tabi değildirler. Bunu anlamak için dinin ilim ve amel dediğimiz iki boyutunu düşünmemiz lazım. İlim şeriat demektir, amel ise ibadet demektir. İbadetin de iki boyutu vardır. Biri Allah’a itaat etmek, diğeri Allah’ı tanımaktır. Millet kavramı Allah’ı tanımak kısmıyla ilgilidir. Millet saf dinle ilgilidir. Din birdir, ama şeraitler değişebilir sözünü de hatırlıyoruz burada. Şu denmek istiyor, Allah’ı tanıma değişmez, fakat ibadet etme şekilleri değişebilir.” dedi.