100 YÜZE İMZA VE SÖYLEŞİ PROGRAMININ ŞUBAT AYI KONUĞU TARIK TUFAN OLDU!
Zeytinburnu Kültür Sanat’ta, 100 Yüze İmza ve Söyleşi programının şubat ayı söyleşisi gerçekleşti. Aykut Ertuğrul’un sunumuyla, 20 Şubat Perşembe akşamı saat 19.30’da başlayan söyleşinin konuğu yazar Tarık Tufan oldu. “Gece Açan Çiçekler” adlı yeni romanından yola çıkılarak Tarık Tufan’ın hayata ve edebiyata bakışı ele alındı.
100 Yüze İmza ve Söyleşi programının bu ayki söyleşisi 20 Şubat Perşembe akşamı Zeytinburnu Kültür Sanat’ta gerçekleşti. Aykut Ertuğrul’un moderatörlüğünü yaptığı söyleşide kitaplarıyla geniş okur kitlelerine ulaşan Tarık Tufan’ın “Gece Açan Çiçekler” adlı yeni romanı merkeze alındı. Kitap, program öncesinde dinleyicilere hediye edildi.
“Konak metaforunu Klasik Türk Edebiyatını selamlamak için kullandım.”
Tarık Tufan, “Gece Açan Çiçekler” adlı yeni romanındaki mekân tahayyülünü anlattı:
“Mekân olarak konağı seçmek benim için önemliydi. Bir parça da Klasik Türk Edebiyatında sıklıkla kullanılan konak metaforuna bir halka eklemek istedim. Yakup Kadri’lerin, Reşat Nuri’lerin konak anlatısının modern zamanlardaki hâli gibi. Edebiyatımız bir mekan tahayyülü üzerinden ilerliyor. Yaprak Dökümü’nü hatırlayın: Ali Rıza Bey ve ailesinin yaşadığı ev havadar, güneş alan bir evdir. Romanın son bölümünde aile darmadağın olunca evi artık rutubetli ve bodrum kattadır. Konaktan bodrum dairesine giden süreçte aile dağılmıştır. Ben de bizim klasik edebiyatımızı konak üzerinden selamlamak istedim.”
“Hikâyeler görünür olduğunda şaşırmaya başladık.”
Tarık Tufan, romanında aile içi gerilimleri işlemesinin sebeplerinden söz etti:
“Medyanın gücünün artmasıyla hayat daha görünür oldu. Hikâyeler görünür olduğunda şaşırmaya başladık. Bir ailede bunlar nasıl yaşanabilir, diye düşündük. O hâlde bastırdığımız bir şeyler var. Bunları görmezsek gerçek anlamına da erişemeyiz. Nasıl olması gerektiğine dair bir hayal de kuramayız. Ben de romandaki karakterler ve onların anne imgeleri üzerinden karanlık bir dünya kurdum.”