Prof. Arslan: Enver Paşa "İslamcı"
Zeytinburnu Belediyesi, yakın tarihimizde konuşulan her konuda mutlaka atıf yapılan fakat tam olarak idrak edilemeyen Enver Paşa’nın askeri ve siyasi hayatına ışık tutacak“Harb-ı Umumi’nin 100. Yılında Enver Paşa” başlıklı bir panel düzenledi. Panelde kapanış konuşmasını gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü hocası Prof. Dr. Ali Arslan; “Türkçü” olarak bilinen Enver Paşa’nın “İttihad-ı İslam” düşüncesine sahip olduğunu gösteren çalışmaları olduğunu söyledi. Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği “Harb-ı Umumi’nin 100. Yılında Enver Paşa” panelinde meşrutiyetten cumhuriyetin ilanına birçok tarihi hadisede adı geçen fakat tartışmaya korkulan ismi Enver Paşa akademisyenlerin gözünden masaya yatırıldı. 01 Mart Pazar günü Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen panelde, Doç. Dr. Fatih Sancaktar, Yard. Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü ve Ender Korkmaz; Prof. Dr. Ali Arslan’ın başkanlığında Enver Paşa’yı anlattılar. Meşrutiyet döneminin uzman isimlerinden Doç. Dr. Fatih Sancaktar, Enver Paşa’nın meşrutiyete giden yoldaki üç etkin isimden biri olduğunu söyledi ve konuşmasında 1908 ihtilali ile Enver paşa’yı ilişkilendirdi.
KASITLI KÜÇÜMSENİR, ROLÜ KÜÇÜLTÜLÜR Enver Paşa yakın tarihi anlatan birçok hatıratta, hatıraları yazan kişilerin yeni siyasi çevrelerinin etkisiyle kasıtlı olarak küçümser ifadeler kullanırlar, rolünü küçültürler ve onun üzerinden bir İttihat Terakki düşmanlığı kurgularlar. Mesela, “kolağası” olarak bahsedilir ki, esasında İttihat ve Terakki’nin kurulduğu andan itibaren Enver Paşa binbaşıdır. Enver Paşa’yı anlamak için öncelikle hangi İttihat ve Terakki sorusunu sormak gerekiyor. Enver Paşa amcası vasıtasıyla Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile tanışır ve üye olur. Daha sonra Manastır’a geri döner ve Manastır Grubu’nu kurar. Manastır Grubu ihtilali gerçekleştiren gruptur. İhtilali gerçekleştiren isimler Enver Paşa tarafından cemiyetin Manastır Grubu’nda yemin ettirdiği kişilerdir. Bu grubu Enver Paşa kurduğu halde hatıralarda zikredilmez. Selanik Grubu ile içli dışlı olduğu için o gruba dahilmiş gibi anlatılır. Sadece Kazım Karabekir hatıralarında Manastır Grubu’nu iyi anlatır. Çünkü Edirne’ye kadar başlayan örgütlenmeyi bu grup sağlar. Enver Paşa’nın 1902’de başlayıp 1922’ye kadar devam eden asker hayatını ise Ender Korkmaz anlattı ve 90 bin askerin donarak öldüğü söylenen Sarıkamış Harekatı’nda verilen rakamların gerçeği yansıtmadığını söyledi ve harekatın anlatıldığı gibi bir yenilgi değil, sonuçları sonradan alınan bir başarı olduğunu söyledi. SARIKAMIŞ ANLATILAGELDİĞİ GİBİ BİR BOZGUN SAYILAMAZ Enver Paşa, Edirne’nin Bulgarlara bırakılacak olmasına itiraz olarak gerçekleşen, birçoklarınca darbe olarak nitelenen kişisel görüşüme göre ise Halaskar Zabitan’ın meclisi kapayarak yaptığı İngiliz destekli darbeye milli bir tepki olan Bab-ı Ali Baskını’ndan sonra kaybedilen Edirne’yi 2. Balkan Savaşı’nın başlamasıyla geri almış ve “Edirne Fatihi” olmuş bir komutan. Çok erken bir yaşta, 33 yaşında Mirliva oluyor. Orduyu gençleştirmek için o güne kadar görülmemiş bir şey yapıyor ve 280 generali emekli edip, yerine gençleri yerleştiriyor. Enver Paşa, zaferi kazanmanın yolu olarak Ruslar’a karşı durmak ve Almanya’nın kazanmasını sağlamak olduğu düşüncesiyle Sarıkamış Harekâtı’nı başlatıyor. Sarıkamış’ta 90 bin kayıp olduğu iddia edilir. Oysaki 48 bin tüfek mevcudu ile 60 bin askerden müteşekkil bir harekât gücü var. Esasında 23 ila 30 bin arası kaybımız vardır. Yenilgi gibi anlatılan harekâtın sonuçları sonradan alınmıştır. Ruslar, Alman Doğu Cephesi’nden yüzbinlerce askeri Kafkasya kaydırmak zorunda kalmış, zayıflayan Rus Ordusu Almanlar tarafından yenilgiye uğratılmış ve Osmanlı’nın en önemli düşmanı Çarlık Rusyasının sonu gelmiştir. Savaşın son günlerine bakıldığında Kars, Ardahan, Batum, Gence, Bakü gibi İslam şehirlerinin Osmanlı elinde olduğu görülmektedir. Yani Sarıkamış fersah fersah aşılmış, Osmanlı savaş öncesi Rusların elinde bulunan birçok İslam şehrini kurtarmıştır. Enver Paşa’nın 1. Dünya savaşının en kritik noktalarından biri olan Osmanlıdaki dâhili, yani iç çatışmalardaki rolünü ise Yard. Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü anlattı. Güllü, Enver Paşa’nın “Türkleştirme”nin başmimarı olarak suçlandığına değindi. ERMENİLERİN RUSLARA ÇALIŞMASI ENGELLENDİ O dönemde temel sorun, asayiş ve asker kaçaklarıydı. Savaşın başlamasıyla asker kaçağı sayısı artmış, Osmanlı orduya yeterli askeri sağlayamaz olmuştu. Kaçanlar çeteler kuruyor, olumsuz faaliyetlerde bulunuyorlardı. Sarıkamış Harekâtı bu konuya bir çözüm üretmeye çalışan Enver Paşa’nın ilk ciddi adımıdır. Rusya, Osmanlı’da iç güvenliği tehdit etmek için uğraşıyor. Ermenilerin dini lideri savaşla birlikte bütün Ermenilere “Ruslarla birlikte hareket edilmesi” yönünde fetva verince Rusların Anadolu’ya nüfus etmesinin yolu Anadolu’da bulunan Ermeniler oldu. Sarıkamış’ın amacı bu tehlikeyi bertaraf etmekti. Enver Paşa panelinin oturum başkanlığını yapan Prof. Dr. Ali Arslan ise Enver Paşa hakkında yapılan tanımlamaların gerçeği yansıtmadığını belirtti ve çetrefilli bir konuya, İttihat ve Terakki, Enver Paşa ve İttihad-ı İslam meselesine değindi. Prof. Arslan, öncelikle İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yanlış bilindiğinin altını çizdi, ardından Osmanlı’da İslamcılık düşüncesinin başlangıcını anlattı. Son olarak da Enver Paşa’nın icraatlarının İttihad-ı İslam düşüncesinin kanıtı olduğunu iddia etti. HANGİ İTTİHAT VE TERAKKİ? “ İttihat ve Terakki bizde çok karışık bilinen ve yanlış yorumlanan bir konu. Önce bunu açıklığa kavuşturalım. Paris, Londra, Kahire ve İsviçre’deki İttihatçıların, Enver Paşa’nın ekibi ile aynı kabul edilmesi büyük bir hata. Yurtdışı grubunun özellikle Manastır Grubu ile örtüşen hiçbir yanı yoktur. Manastır Grubu’nun da içinde olduğu yerli grup 1913’te iktidarı ele alan gruptur. Dışarıdaki grup ile sadece muhalefet için bir araya gelinmiştir. Bu sebeple bugün burada bu karışıklığın önüne geçmek için İttihat ve Terakki yerine Enver Paşa’nın grubu demek daha sağlıklı olacak. YENİ OSMANLI HAREKETİ İLK İSLAMCI HAREKET Osmanlı Devleti 1800’lerin ortasına kadar İslam kavramını çok kullanmıyor. Ta ki sömürge altında bulunan bölgelerde İslam artık sadece din değil, bir mücadele hali olarak algılanmaya başlanana kadar. Afgani, Abay gibi direnişçi şahıslar bu düşünceye sebep oluyor. Sömürgeci devletler de İslam’dan korkmaya başlıyor ve ilk olarak Fransa Osmanlı’nın ileride kendilerine bu anlamda problem olacağını düşünerek 1860’larda kendi halifemizi oluşturup önüne geçelim düşüncesiyle bize karşı iki yeni halife oluşturarak İslam’ın gücünü kırmak istiyorlar. Bu dönemde Tanzimat’la birlikte başlayan gayrimüslim hakimiyetinin sona ermesini, Müslümanların hakimiyetinin öne çıkmasını isteyen ve Namık Kemal’in başını çektiği “Yeni Osmanlı” hareketi başlıyor. Bu İslamcılık düşüncesinin ilk adımıdır. Sonra savaş başlıyor. ENVER PAŞA BAŞTAN İTİBAREN “İSLAMCI” 1913 yılında Manastır Grubu ile başlayan ve bugün bizim İttihat ve Terakki dediğimiz, yani Enver Paşa grubunun ilk kongredeki dini, milli söylemi sonraki yıl Kafkasya, bir sonraki yıl Türkistan, İran, Hindistan’ı da kapsamaya başlıyor. Yani ufuk gittikçe genişliyor. Bu İngilizleri rahatsız ediyor. Yani Enver Paşa grubunun baştan itibaren İslam dünyası ile ilişkisi var. 1913’de iktidara gelen Enver Paşa grubunun sadrazamına bakınca meseleyi anlamak daha da kolaylaşır. Bu gözden kaçan bir husus. Sadrazam 1913-17 yılları arası Sait Halim Paşa. Sait Halim Paşa’nın herkesin mutlaka okuması gereken Buhranlarımız olarak yayımlanan kitabında üç temel görüş İslam’dan uzaklaşmaktan vazgeçmek, ırkçılıktan arınmak ve batı taklitçiliğinden kurtulmaya yöneliktir. Enver Paşa’nın en güçlü olduğu dönemde böyle bir şahıs Sadrazam olmuştur. İLK İMAM HATİPİ İTTİHAT VE TERAKKİ KURDU Diğer bir nokta da, bir hükümetin düşüncesi göreve geldiği zaman eğitim alanındaki çalışmalarından görülür. Enver Paşa grubunun zamanında Medresetü-l Eimme ve’l-Hutaba yani bugünkü İmam Hatip okulları kurulmuştur. İmam Hatip okullarının kurucusu İttihat ve Terakki hükümetidir. Diğer bir nokta da hukuk alanındaki çalışmalardır. Aile hukuku için şeri mahkemeler tek yetkili, yani gayrimüslimler için de getiren yine ittihatçı hükümettir. Savaşın ortasında, batı hukukunu almak yerine, İslam hukukuna göre tek merci haline getirmiştir. Böylece Hıristiyanlar Hıristiyan şeriatına, Yahudiler Yahudi şeraitine, Müslümanlar da kendi şeriatına göre yargılanmıştır. ENVER PAŞA İTTİHAD-I İSLAMCI Kısaca; Enver Paşa ve İttihad-ı İslam dediğimizde içerde İslam ufkuna göre insan yetiştirmek, dışarıda ise İslam dünyasının birlik ruhunu geliştirecek ve gerektiğinde Osmanlı’ya destek verilmesini sağlayacak bir düşüncesi olduğu açıkça görülmektedir. Afrika’da, Türkistan’da, Hindistan’da, Somali’de, Sudan’da, Bosna’da yaptığı çalışmalar bu düşüncenin delilleridir.