CUMHURİYET'İN MANZARASI PROGRAMININ KASIM AYI KONUĞU PROF. DR. MUSTAFA GÜNDÜZ OLDU
Zeytinburnu Kültür Sanat’ta bu sezon birbirinden kıymetli konuklarla Cumhuriyetimizin 100 yılının konuşulduğu Cumhuriyet’in Manzarası programının ikinci konuğu Prof. Dr. Mustafa Gündüz oldu. Asım Öz’ün sunduğu program 20 Kasım akşamı saat 19.30’da başladı.
MUALLİM DE ASLINDA BATILI BİR KONSEPTİ BİZE VERİR
Asım Öz’ün moderatörlüğünü üstlendiği programda, Cumhuriyetimizin 100 yıllık serüveninde eğitimin yeri, devraldığımız miras ve bugüne kadar eğitim tarihimizin kırılma noktaları konuşuldu. Prof. Dr. Mustafa Gündüz, “Muallim kelimesini biz bugün öğretmenin yerine kullanıyoruz ama muallim Tanzimat Dönemi’nde bir mektepleşme sürecimiz var bizim, yani mektepleşme sürecinden kastım, geleneksel eğitim uygulamasının dışında yeni bir teşkilatlanma söz konusu. Ne zamandan itibaren? III. Selim’den itibaren. İlk defa III. Selim Dönemi’nde Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun ve Mühendishane-i Berr-i Hümâyun mektepleri ortaya çıkıyor. Biz bunlara Batılı anlamda ilk askerî okullar diyoruz. Daha sonra Tanzimat Dönemi’nde başka okullar ortaya çıkacak. Bu okullarda yeni, yine yeniden kastım Batılı tarzda, mesela tebeşir kullanan, kara tahta kullanan, ayakta ders anlatan, sıra ve masada öğrencilerini kabul eden, sınav yapan, not veren öğrencilerine not veren bu yeni, eğitimci tipine muallim demeye başladık. Dolayısıyla muallim de aslında Batılı bir konsepti bize veriyor. 1935’te ne oluyor? 35’te ilginç bir şekilde yani bu dil devrimi ne yaptığını bu arkadaşların kendileri de farkına varıyor daha sonra bundan vazgeçiyorlar ama bir defa iş işten geçmiş oluyor bir şeyi başlatmalarından dolayı. Muallimi atıyorlar yerine öğretmeni alıyorlar. Maarifi atıp yerine eğitimi alıyorlar.” sözleri ile Cumhuriyet’in eğitim tarihimizde yaptığı kelime değişikliklerine vurgu yaptı.
CUMHURİYET, OSMANLI MODERN MAARİF BİRİKİMİNİN TAMAMINI DEVRALDI
Prof. Dr. Mustafa Gündüz, Osmanlıdan Cumhuriyet’e eğitim tecrübesinin aktarımı sürecini ise şu sözlerle değerlendirdi: “Biraz daha kapsamlı bir Cumhuriyet eğitimi değerlendirmesini yapmak için şuna vurgu yapmamızda fayda var diye düşünüyorum: Cumhuriyet 1923’te kuruldu ve tabii ki Osmanlının bütün kurumlarını devraldı. Bunlardan bazılarında değişimlere gitti, kapsamlı değişimlere gidildi, zaten Atatürk inkılapları bu değişimleri ifade ediyor. Ancak şunu vurgulamamızda fayda var; muhtevasında, programlarında bazı değişiklikler yapmakla birlikte Cumhuriyet, Osmanlı modern maarif birikiminin tamamını devraldı ve bunlara da sahip çıktı. Yani bunları ötelemedi. Burada şunu vurgulamamızda fayda var, Cumhuriyet’in devraldığı eğitim, Osmanlının modern, Batılılaşmacı, yeni eğitim kanadıydı. Şimdi buna biraz daha açıklık getirelim izninizle. O da şöyle; biraz önce vurguladığım bizde III. Selim’le mektep hayatında bir ikilileşme başladı; modern eğitim, geleneksel eğitim. Modern eğitim ya da Batılı eğitim diyebileceğimiz binasıyla, personeliyle, programıyla, amaçlarıyla yeni bir eğitim konsepti, yeni bir eğitim paradigması inşa edilmeye başlandı. Çünkü Osmanlı Devleti, II. Mahmut’la birlikte, geleceğini, gelecekte kendisini kurtaracak olan personeli yani bürokratları, mühendisleri, doktorları, subayları yetiştirecek olan kurumun ancak bu yeni, Batılı tarzdaki eğitim kurumları olabileceğine kanaat getirdi.”
PROF. DR. MUSTAFA GÜNDÜZ KİMDİR?
Mersin’in Gülnar ilçesinde doğdu (1976). SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi’nden Haziran 1997’de Lisans, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden 2001’de Eğitimin Tarihi ve Toplumsal Temelleri alanında yüksek lisans, yine aynı üniversitenin aynı bölümünden 2005’te doktora derecesi aldı. 1997-2000 arasında İstanbul ve Ankara’da öğretmenlik yaptı. Nisan 2000’de Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne araştırma görevlisi, Eylül 2007’de aynı fakülteye yardımcı doçent olarak atandı.
Temel ilgi alanı, Türk Eğitim Tarihi ve Eğitim Sosyolojisi olan yazarın, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e eğitim, toplum, modernleşme, kültür, din, dil, edebiyat, ideoloji ve aydın meseleleri üzerine uluslararası ve ulusal dergilerde yayımlanmış pek çok makalesi, tercüme ve çevrim yazıları vardır.