Medeniyet tasavvurunu ya peygamberler ya da feylesoflar vaaz etmişlerdir, kapitalistler değil.
Prof. Dr. Sadettin Ökten “Şehir ve Medeniyet” seminerinde konuştu.
Prof. Dr. Sadettin Ökten’in konuşmacı olduğu “Şehir ve Medeniyet” semineri 28 Ocak Perşembe akşamı Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Ökten konuşmasında, “medeniyet tasavvuru” bahsine değinirken, medeniyetlerin ortaya çıkışını ve bu çıkış sırasında oluşan şartların nasıl geliştiğini ve yayıldığını değerlendirdi. “Medeniyetler kimin tarafından, hangi zümreler tarafından vaaz ediliyor,” sorusunu ele alarak başladığı konuşmasında Prof. Dr. Sadettin Ökten, medeniyet tasavvurunu vaaz edenin kapitalistler değil, ya peygamberler, ya da filozoflar olduğunu söyledi. Antik Yunan’ın medeniyet tasavvurunu oluşturanların filozoflar olduğunu hatırlatan Sadettin Ökten, Antik Mısır’ın medeniyet tasavvurunu hazırlayanların da rahipler olduğunu dile getirdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Modernizm bu gün bize şunu söylüyor: ‘Din bir pratiktir, o pratiği yaptıran adamlara din adamı denir.’ Pratik dinin sadece bir kısmıdır. Din, büyük bir tasavvur, büyük bir telakkidir. Pratik o aysbergin sadece görünen kısmıdır. Din bir zihniyettir.” Peygamberlerin de medeniyet tasavvuru vaaz ettiğini vurgulayan Sadettin Ökten, Firavunun medeniyet tasavvuruna karşı Hazreti Musa’nın medeniyet tasavvuru, Roma’nın medeniyet tasavvuruna karşı Hazreti İsa’nın medeniyet tasavvuru olduğunun altını çizdi ve Roma’yı yıkanın Germenler değil Hıristiyanlık olduğunu sözlerine ekledi. “Bu dil bildiğimiz dillerden değildir. İngilizce, Almanca, Türkçe veya Arapça gibi bir dil değil. Bu manevi bir dil.” Konuşmasında medeniyet tasavvurunun nasıl geliştiğini ve yayıldığını da değerlendiren Ökten, “Yayılmak için bir medeniyetin, sadece tek milletin ya da bir etnisitenin değil muhtelif etnisiteler üzerinde bir görev olarak bulunması gerekir,” dedi ve sözlerine şunları ilave etti: “Bir medeniyetin yayılması için ortak bir dile ihtiyaç vardır. Bu dil bildiğimiz dillerden değildir. İngilizce, Almanca, Türkçe veya Arapça gibi bir dil değil. Bu manevi bir dil. Bu dilin bulunması halinde medeniyet, farklı coğrafyalarda ve farklı toplumsal yapılarda kendine hayat hakkı bulur.” Prof. Dr. Sadettin Ökten, konuşmasında son olarak bir medeniyetin yaşaması için adaletin şart olduğunu belirtti. Ökten’in konuşmacı olduğu, bir sonraki “Şehir ve Medeniyet” semineri, 24 Şubat Çarşamba günü saat 19.00’da Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek.
