Prof. Sadettin Ökten: "Şehri önce okumak sonra deneyimlemek gerekir"
Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezinde Şehir Medeniyet başlıklı seminerlerine devam eden Prof. Sadettin Ökten, tarihsel arka planından hareketle Zeytinburnu'nun şehir kimliğini oluşturan belirleyici yapı ve özelliklerinden söz etti.
Prof. Sadettin Ökten, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki Şehir ve Medeniyet konuşmalarında bu ay şehir ve şehirli birlikteliği çerçevesinde Zeytinburnu'nun nasıl bir kültürel arkaplanı olduğunu anlattı. 20 Şubat'ta gerçekleşen seminerde şehirli olabilmek için öncelikle şehirle ilgili okumalar yapmak ve sonrasında o okumaların rehberliğinde şehri deneyimlemek gerektiğini anlatan Prof. Ökten, ancak böylelikle şehrin kimliğini yakalamanın mümkün olabileceğini söyledi. Tarih Vakfı'nın hazırladığı İstanbul Ansiklopedisi'nde yer alan Zeytinburnu maddesinden hareketle geçmişten bugüne Zeytinburnu'nun şehir kimliğinin oluşumundan söz eden Prof. Ökten, bu maddeyi okurken umulmadık şekilde zengin bir kültürel arkaplanla karşılaştığını kaydetti. Roma devletinin M.Ö. 2. yüzyılda inşa ettiği Egnatia Yolu olarak bilinen ticaret yolunun Zeytinburnu'ndan geçtiğini hatırlatan Prof. Ökten "Büyük devlet olacaksanız ticareti diri tutacaksınız" diyerek Roma Devletinin de ticaretini güçlendirmek için Doğu Ticaret yolu da denilen bir güzergah belirlediğini anlattı. Bunun şehre büyük değer katan bir bilgi olduğunun altını çizen Prof. Ökten, Zeytinburnu'nun kimliğine dair bir diğer önemli yapının da Balıklı Ayazması olduğunu söyledi. Balıklı Ayazması'nın Hz. Meryem'e ithaf edildiği bilgisini paylaşan Prof. Ökten bu ayazmaya 'yaşam bağışlayan kaynak' adının da verildiğini hatırlattı. EFSANESİZ MEDENİYET OLMAZ Balıklı adının da bir şehir efsanesinden geldiğini sözlerine ekleyen Prof. Ökten bu söylenceyi şöyle özetledi: "Fetih hadisesi cereyan ediyor. Bir Rum Ortodoks Hıristiyan bu ayazmanın bulunduğu yerde balık kızartıyormuş. Birisi demiş ki ona, 'Fatih, İstanbul'u aldı, almak üzere. İnanmamış adam, 'Bu balıklar canlanırsa o zaman inanırım' demiş. Balık da bir anda atlamış ateşin üstünden oynamaya başlamış. Ondan sonra oranın adı Balıklı kalmış. Dedikodusuz medeniyet olmaz. Efsane lâzım. Çünkü her şeyi rasyonel planda ele alırsanız kuru olur, hayatta böyle küçük kaçışlar da gerekir. " Balıklı efsanesinin olduğu yerde daha sonra bir kilise yapıldığını anlatan Prof. Ökten, II. Mahmut zamanında da bir ferman çıkarılarak bugün var olan kilisenin inşa edildiğini söyledi. "Büyük devletlerin farklı etnisitelerden tebaları olur. Ve onlar da emri eman içinde yaşarlar. Etkileşim ve farklılık olur." diyerek sözlerini sürdüren Prof. Sadettin Ökten, ancak Rum cemaatinin Cumhuriyetle birlikte İstanbul'dan tard edildiğini kaydetti. Balıklı Rum Hastanesi'nin de Zeytinburnu'nun şehirli kimliğini oluşturan yapılardan biri olduğundan söz eden Prof. Ökten, eski İstanbul'da suların, derelerin, çayırların belirleyiciliğinden bahisle Çırpıcı Çayırı'nın bu ilçede geçmişten bu güne bir anlam taşıdığını ifade etti. Mevlevihanelerin de Zeytinburnu için belirleyici yapılar oluşunun altını çizen Prof. Ökten, bölgenin hem fiziki hem manevi anlamda önemli yapı taşları arasında Yenikapı Mevlevihanesi, Seyit Nizam Tekkesi ve Merkez Efendi Camii ve dergahını da saydı ve şehirli olmanın bir süreç gerektirdiğini, ancak bütün bu zenginlikleri tanıyarak o kimliği edinmenin mümkün olacağının altını çizdi.