Opera Sanatçısı Burak Bilgili ZKS’de Gerçekleşen “Mimarlık ve Yaşam” Söyleşi Programına Konuk Oldu
20 Ekim’de ZKS’de gerçekleşen “Mimarlık ve Yaşam” söyleşi programına, opera sanatçısı Burak Bilgili konuk oldu. Dr. Olcay Aydemir’in sunduğu söyleşi programında; opera binaları, sesin mekânda yayılması, akustik, dekor, kostüm, sahne gibi alt dallara değinilerek mimarinin müzikle olan ilişkisi konuşuldu.
Burak Bilgili, mimarlığın insanın barınma ihtiyacı ile başladığını belirtti. “Mimarlık sadece barınma mekânları için başvurulan bir alan değil. İnsanoğlu bugün fiziksel olarak eğitimden sağlığa, ekonomiden ticarete kadar hayatın tüm kademelerinde mimarlık alanına ihtiyaç duyar. Bu fiziksel süreci sosyal, kültürel, iktisadî ve çevresel parametrelerden ayrı tutmak imkânsızdır. Mekân insanı her zaman etkileyen bir unsurdur. Operada mimari tasarım çok önemlidir. Opera mekânlarında halı kullanılmamasının hem akustik hem de sağlık yönünden avantajları vardır. Opera salonlarındaki sandalyelerin altında fanlar bulunur. Bunlar sesin akustik bir şekilde yayılmasını sağlar. Böylece ses operada layıkıyla dinleyicinin kulağına ulaşır. Mimarlar bu gibi ayrıntılara dikkat ederler ki müzik olması gerektiği gibi müzikseverlerle buluşsun. Yoksa ses çok ham bir şekilde, adeta haykırmaymış gibi algılanabilir.”
Bilgili, erken dönemde sesin doğal ahengiyle duyulmasını sağlayacak teknik imkânın olmadığını, bunun yerine ses için uygun ortamın inşa edildiğinden bahsetti. “Opera salonunda oturmak için kullanılan sandalyelerin yapıldığı malzeme dahi sesi etkiler. Bu yüzden akustiği yansıtan maddeden yapılması gerekir. Haliyle binanın yapımında kullanılan malzeme ve mimarisi de sesin yayılım kalitesinin artması için çok önemli oluyor. Opera, müzik tek bir sanat dalı değil, birçok sanat dalını içinde barındırır. Goethe, mimari donmuş bir müziktir diyor. İnsan sesinin orkestranın sesinin üzerine yükselerek güzel ses çıkarması olan operada insanın çıplak sesle çevreyle iletişim kurabilmesi mühim. Sesin estetik hüviyetini taşıyabilmesi için mekânın salt duvarmış gibi düşünülerek inşa edilmemesi gerekir. Mesela Yaman Dede Evi’nde halı yoktur ama ahşap perdeler vardır. Ahşap perdeler, sesi akustik olarak çok iyi yansıtır. Ses dışında, renk, ışık ve dekorda opera için önemlidir. Bunların uyumlu bir bütünlük içinde sunulmasında mimarlığın etkisi yadsınamaz.”
Burak Bilgili, opera binası yapmak için mimarın profesyonel olması gerektiğini söyledi. “Mimar, sesin akışını doğru tespit edip binayı ona göre inşa etmeli yani ortamın opera binası için uygun olup olmadığı hakkında fikre sahip olmalı ya da fikir üretebilmelidir. Opera için güneş ve rüzgâr da çok önemlidir. Mimar, inşa edilecek opera alanında akustik, ışık ve rüzgâr için ayrıca alan incelemesi yapmalıdır. Çünkü rüzgâr sesi içine çeker, kaybolmasına neden olur. Bu yüzden mimarın tasarımı yönlendirebilmesi, doğayla bütünleştirmesi lazımdır. Müzik sadece insanları değil, her şeyi birbiriyle irtibatlandırabilecek bir köprüdür.”