Ergülen: Ahmed Arif şiir yazmaktan alıkonuldu.
Haydar Ergülen, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde verdiği Şairin Yaşamı seminerlerinin bu yılki ilk programında şair Ahmed Arif’i anlattı. Ahmed Arif’in Türkçenin ayrıksı şairlerinden olduğunu söyleyen Ergülen, şairin dönemin siyasal baskıları yüzünden şiir yazmaktan alıkonulduğunu belirtti.
Haydar Ergülen seminerine şu sözlerle başladı: “Hasretinden Prangalar Eskittim dizesi halka mal olmuş şair, dönemin siyasal baskıları sebebiyle çok az şiir yazmıştır. Kitabında 19 şiiri var. Vefatından sonra yayımlanan kitabında ise 7 adet. Toplamda 26 şiiri olan, fakat şiirleri nicelik olarak az, nitelik olarak kıyaslanamayacak düzeydedir. Şiir yazmaya henüz lise öğrencisi iken bir işçi liderinin ölümü üzerine yazdığı bir şiirle başlıyor. Bu şiir elden ele gezinirken, bir öğrenci kahvesinde oturduğu bir gün polisler gelip cebinden bu şiiri alıyor. Hapse giriyor. Ahmed Arif sonradan bu şiire kitabında yer vermiyor. Tamamlanmamış bir şiir olarak kalıyor.” AHmed Arif’in siyasi baskılardan etkilendiğini söyleyen Haydar Ergülen, şairin ilk şiirlerini yayımlanma hikâyesini de dinleyicilerle paylaştı: “Ahmed Arif, gördüğü siyasi baskılarla şiirden alıkonuluyor. 1955 yılından 1991 yılına kadar şiir yazmamıştır. İlk şiirleri ise dönemin önemli bir yayını olan Soyut Dergisi’ne arkadaşının kendisinden habersiz olarak şiirlerini göndermesi ile yayımlanıyor. Hatta şiirleri düzeltilmemiş hali ile, hataları ile yayımlanmış. Dergide yayımlanan bu 5 şiir o kadar ilgi görüyor ki, dergi kendi tarihinde ilk defa ikinci baskıyı yapmak zorunda kalıyor. Böylelikle Ahmed Arif şiiri su yüzüne çıkmış oluyor.” Ahmed Arif’in şiirlerinin sese dayandığını ve yerel kaynaklardan beslendiğini söyleyen Haydar Ergülen, şairi kentli şairlerden ayıran özelliklerini de şöyle sıraladı: “Ahmed Arif Nazım Hikmet gibi toplumcudur fakat ilginç bir şekilde Nazım Hikmet’ten etkilenmemiştir. 1942-43 yıllarında Orhan Veli ve arkadaşlarının yaygınlaştırdığı Garip akımının dışında şiir yazmanın zor olduğu bir dönemde de, bu akımdan etkilenmemiştir. Bunu Garip akımı imgeyi dışarıda tutarken, Ahmed Arif şiirinin imgenin ta kendisi oluşundan anlıyoruz.” Oktay Rıfat’ın ‘Türkiye’de sinema Yılmaz Güney’e, şiir Ahmed Arif’e kaldı” sözünün altında ise Ahmed Arif’in şiirlerinin feodal bulunması yönünde yapılan eleştirilerin yattığını söyleyen Haydar Ergülen, şairin bu tartışmalardaki düşüncelerini de dinleyicilere aktardı: “Ahmed Arif feodaliteyi değil ama aşiret kültürünü, gelenekleri savunuyor. Aşiretlerin çatışmalı olduğu bir dönemde, o aşiret kültürünü övüyor ve onların değerlere bağlı insanlar olduğunu söylüyor. Bundan sebep bana feodal diyorlarsa evet feodalım diyerek kendisini savunuyor. “Şiirlerimde eşkiyaları savunduğum söyleniyor, ama ben yiğitleri ve kahramanları savunuyorum.” diyor ve Hz. Ali’den, Spartaküs’e kadar yiğitlik ve kahramanlık örnekleri veriyor. Benim düşünceme göre Nazım Hikmet kentli bir şairdir, Ahmed Arif ise dağların şairidir.” Haydar Ergülen, 7 Kasım Cuma saat 19.30'da gerçekleşecek seminerinde Ziya Osman Saba'yı anlatacak.