ZKS’DE GERÇEKLEŞEN, SAMED KARAGÖZ’ÜN SUNDUĞU 100 YÜZE İMZA VE SÖYLEŞİ PROGRAMINA YAZAR İSMAİL ÖZEN KONUK OLDU
17 Mayıs'ta ZKS’de gerçekleşen 100 Yüze İmza ve Söyleşi programına İsmail Özen konuk oldu. Samed Karagöz’ün sunduğu söyleşide Özen’in “Karlı Bir Gece Vakti” isimli romanı ve roman türünün doğası üzerine bir sohbet gerçekleşti.
İsmail Özen, Karlı Bir Gece Vakti’nin 28 Şubat dönemini anlatsa da bütünüyle bir 28 Şubat romanı olmadığını vurguladı:
“Tam olarak 28 Şubat’ı anlatan bir metin, benim kafamda daha farklı olurdu yazsaydım eğer. Benim abim üç buçuk yıl hapis yattı, eşim başörtüsünde dolayı öğretmenlikten atıldı. Bunları bilfiil yaşadık. Üç buçuk yıl ben DGM’nin koridorlarında dolandım. Mahkemelere girdim. Bunları yazabilirdim ama ben daha çok 28 Şubat’ın mağduru olan İslamcıların tartıştığı, okuduğu, izlediği şeyleri yazmak istedim.”
İsmail Özen, roman yazma sürecinde yaşadıklarını anlattı:
“Sadece roman yazıyor olsaydım daha çok üretirdim. Roman yazarken en çok odaklanma problemi yaşadım. Ben hikayelerimi yolda bile yazarım. Fakat romanda öyle değil. Romanda oturup çalışmadan roman yazılmıyormuş. Bazen 5-6 saat hiçbir şey yazamadan oturdum. Önceki sayfalardan birini ya da sevdiğim yazarları okuyorum. Bir türlü odaklanamıyorum. Buna alışmam çok zor oldu. Romanın birçok bölümü vardı ve ben bir yere takıldığımda ısrarla aynı yere güç uyguluyordum. Orada bazen günlerce takılıyordum, uyuyamıyordum gece. İmkânsız gibi geliyordu onu aşmak.”
Roman türünün zorlukları üzerinde duran İsmail Özen, öykü ve romanın doğasına dair tespitlerde bulundu:
“Steinbeck çok yazan bir yazar. Türkçeye çevrilmiş eserlerine bakıldığında da görülüyor. ‘Romanlarımı oturup çalışmak dışında nasıl yazdığımı bilmiyorum.’ demiş Steinbeck. Esas olan çalışmaktır demek istemiş aslında. Thomas Mann ‘Yazar, yazmakta zorlanan kişidir.’ diyor. Yine çok üreten yazarlardan birisi. Oturup çalışmadan metin üretilemiyormuş. İlham var mı, diye bir yazara soruyorlar. ‘Evet var, sekiz saat yazı masasında oturunca geliyor genelde.’ diyor. Roman çok zor. Hikâye de çok zor. Hikâyenin zorluğu farklı, tamamen dile yaslanıyor ve şiire benziyor bu manada”
Özen, romanını yazma sürecinden yola çıkarak katılımcılara bilgi ve tavsiye verdi:
“Çözemediğin bir meselenin uykusuna yatmak. Bunu yaptım gerçekten. Bazen günlerce yazamıyorsunuz. Goethe Genç Werther’in Acıları’nı yazarken sadece kendi kendine hareket eden bir kalemi tuttuğunu söylüyor. Böyle bir sağanak halinde geliyor. Yatıyorum, on beş dakika sonra tekrar yazmaya devam ediyorum. Zihin durulacak gibi değil. Karanlıkta, hiç ara vermeden yazdığımı biliyorum. Bir şeylerin rüyasına yatmak gerekiyor. İnsan bir şeyi istediğinde Allah onu veriyor insana.”