Yahya Kemal' i Tanburi Cemil Bey' e borçluyuz
Zeytinburnu Belediyesi; yazar Beşir Ayvazoğlu’nun sunumuyla düzenlediği Zeytinburnu’nun Ebedi Sakinleri söyleşi dizisinde, Merkezefendi Mezarlığı’na defnedilmiş meşhur şahsiyetleri yâd etmeye devam ediyor.
28 Ocak Çarşamba akşamı Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen söyleşide Türk müziğinin dehalarından olan ve kabri Merkezefendi Mezarlığı’nda bulunan Tanburi Cemil Bey yâd edildi. Beşir Ayvazoğlu’nun sunumuyla gerçekleşen programda, Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu şef yardımcısı, müzisyen Mehmet Güntekin konuşmacı oldu. Ayvazoğlu ve Güntekin, dinleyicilere Tanburi Cemil Bey’in yaşamını anlattılar ve merhum sanatkârla ilgili bildikleri birçok anekdotu dinleyicilerle paylaştılar. Beşir Ayvazoğlu, Tanburi Cemil Bey’in adını hiç duymamış insanlara rastladığını belirterek, “Yahya Kemal’i okumuş herhangi biri aslında Tanburi Cemil Bey’i bilmesi gerekir. Tanburi Cemil Bey, Yahya Kemal’in en sevdiği müzisyendir.” Diyerek, Tanburi Cemil Bey’in Yahya Kemal’in hayatındaki etkisini dinleyicilere anlattı. YAHYA KEMAL’İ MEMLEKETE DÖNDÜREN SANATKÂR “Yahya Kemal 11 yıl Paris’te yaşıyor ve o dönemin birçok yazarı gibi alafranga biri haline gelmiş olarak geri dönüyor. Döndüğünde burada her şeyi Fransa ile mukayese ediyor ve en salaş dönemini yaşayan Osmanlı’nın hiçbir şeyini beğenmiyor. Niyeti ilk fırsatta Paris’e geri dönmek. Buradaki arkadaşları ise Yahya Kemal’in Paris’e dönmesini istemiyorlar ve bunu engellemek için bir çare arıyorlar. Yahya Kemal her ne kadar hiçbir şeyi beğenmese de, Türk müziğini çok sevmektedir. Bu arkadaşlarında bir fikir oluşturuyor ve eğer Yahya Kemal’e Tanburi Cemil Bey’i dinletirsek dönmekten vazgeçer diye düşünerek kendisinden randevu alıyorlar. Tanburi Cemil Bey’de Yahya Kemal’in adını ve şiirlerini duymuş olmalı ki, randevuyu veriyor. Önce yemekler yeniyor, sonra müzik faslına geçiliyor. Tanburi Cemil Bey’in taksimleri, müziği Yahya Kemal’i mest ediyor. Kendisi bu hadiseyi “O gün benim önümde altın bir kapı açıldı. Ben o gün memleketimin kültürüne döndüm.” diye anlatır. Ve sonrasında da Paris’e dönmekten vazgeçer.” Tanburi Cemil Bey’in bohem yaşayan bir sanatkâr olduğunu ve bu yaşantısı sebebiyle erken yaşta vefat ettiğini anlatan Mehmet Güntekin, sanatçının devrinde taş plak olmasının bereketiyle bugün o plaklarla hala öğrenci yetiştirmeye devam ettiğini belirtti ve Tanburi Cemil Bey’in şahsiyetini ifade eden bir anekdotu dinleyicilerle paylaştı. TANBURİ CEMİL BEY BOHEM YAŞAR, MEMURİYETTEN HOŞLANMAZDI “15-16 yaşlarında “büyük tanburi” diye anılmaya başlayan Tanburi Cemil Bey otuz yaşlarında evlendiğinde ailesi artık daha düzenli bir hayatı olacağı için seviniyor fakat o bohem yaşantısını sürdürüyor. Dönemin birçok sanatkârı bohem yaşamları sebebiyle erken yaşta vefat etmiştir. Tanburi Cemil Bey arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmekte, evine az uğramaktadır. Yine bir arkadaşında kaldığı günlerde Sultan Abdulhamit Cemil Bey’in evine adamlarını gönderiyor. Tanburi Cemil Bey’in eşi evde olmadığını söylüyor fakat neden aradıklarını bilmediği için endişeleniyor da. Komşular da “Tanburi Cemil Bey’i sürecekler” söylentisi yayıyor. Sultan Abdulhamit’in kendisini arattığı bilgisi Tanburi Cemil Bey’e sonunda ulaşıyor. Onun ise en büyük korkusu, o günlerde yeni kurulan Mızıka-i Hümayun’da görevlendirilme korkusu. Çünkü memuriyetten, üniformadan hiç hoşlanmıyor. En sonunda Sultan Abdulhamit’in huzuruna gidiyor ki meğer Sultan kendisini dinlemek için aratıyormuş. Hatta, o gün kendisini dinleyen ve çok beğenen Sultan Abdulhamit’in o gün Tanburi Cemil Bey’e bir kese hediye ettiği ve Tanburi Cemil Bey’in o para ile evinin bahçesinde bulunan kendine ait odayı yaptırdığı söylenir.”