article/header_images/904.pngarticle/featured_images/904.png

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR SANAT, “EDEBİYAT NE SÖYLER?” SÖYLEŞİ PROGRAMINDA DR. PEYAMİ SAFA GÜLAY’I AĞIRLADI

05 Kasım 2021
youtube-icon

Cemal Şakar’ın sunduğu “Edebiyat Ne Söyler?” söyleşi serisinin 4 Kasım’daki konuğu Dr. Peyami Safa Gülay’dı. Postyapısalcılık ve edebiyat ilişkisi üzerinden bir söyleşi gerçekleşti.

Peyami Safa Gülay, öncelikle postyapısalcılık kavramının çerçevesini çizdi. “Postyapısalcığın 1960 sonrası, 1970’li yıllarda Fransız felsefesi olduğunu söyleyen bir takım yorumlar var. Bunun yanında 20. yüzyıl felsefesi dile dönüş hareketi olarak belirtilir ve postyapısalcılık bunun Fransız uğrağıdır, düşüncesi de mevcuttur. Nietzsche, Heidegger, Foucault, Derrida, Deleuze gibi isimlerin felsefe yapma biçimlerinin, geriye dönük adlandırması olduğunu söyleyebiliriz. Postyapısalcılığın, yapısalcılıkla bir ilişkisinin olması gerekir. Yapısalcılık dil bilim tartışmalarını belirlemiş bir yöntem aslında. Psikanaliz bir faaliyet yaptığınızda aslında yapısal bir şey yapmış olursunuz. Anlamın ortaya çıktığı serüveni yapısalcılık olarak adlandırabiliriz. Yapısalcılık bir yapı, şema kurmaktır. Postyapısalcılığın derdi ise bir metin okuma gibidir. Postyapısalcılık; anlam, hakikat yoktur, herkes bir metinden ne istiyorsa onu anlayabilir gibi bir şey söylemez. Postyapısalcılık, gösteren gösterilen ilişkisinin açık uçlu bir hale getirilmesidir.”

Gülay, logosmerkezcilik, Derrida’nın logosmerkezci söz-yazı karşıtlığının yerine differance’ı koyma nedenini ve yazının öncelenmesi hakkında şunları kaydetti. “Öncelikle şunu belirtelim; Derrida postyapısalcılık diye bir şey üretmez. Logosmerkezciliğe bakarsak; bu anlayış Arşimet noktasını fark eder. Platon’dan Husserl’e kadar olan süreci Batı metafiziği olarak adlandırır ve bu logosmerkezci düşünmek içindir. Bu her şeyin kendisinden çıktığı rasyonel bir ilkeyi zemine yerleştirmektir, ancak o zeminden hareketle ortaya çıkacak şeyler meşru olabilir. Dolayısıyla her şeye meşruiyetini veren şey logostur. Bu anlamıyla Batı düşüncesi logos merkezlidir. Sözün kaynağı birisinden olduğu için aslî olan kabul edilir. Yazı belleği çalıştırmadığı için insanı tembelleştirir. Ama söz zihinden, kaynaktan, logostan güç aldığı için meşru bir şeydir. Derrida bu yüzden yazıyı gayri meşru bir şey olarak ilan eder. Logos sözse, kaynağa temas ediyorsa, bilinçle bir aradaysa, onda bulanık bir şey yoksa, söz yazı karşıtlığı bağlamında logosmerkezciliğin sözün meşruiyetinin kendinden menkul olduğunu düşünen, sözün insan bilincinden kaynaklanan bir gelenek olduğu belirtilebilir. Yazı ancak bir şeye tabi kılındığında bir yardımcıdır. Ölü bir taklit olarak sözü kirletir. Tıpkı edebiyatın felsefeyi kirletecek olması gibi. Söz doğal, yazı sunidir. Yazı, sorulan sorulara cevap vermediği gibi anlamı hakkında da karar verilemez kılar. Yazı öncelenmez, söz ile bir arada değerlendirilir. Derrida, sözün yazıyı tamamen kapsayamayacağını, sözün yazıdan daha üstün olamayacağını, yazıda var olan ama sözde var olmayan bir takım şeyler olduğunu söyleyerek, sözün yazıyı mümkün kıldığını söyler. Bu durum okunan ama işitilemeyen fark olan differance’a yol açar. Bunu kökenin melezliği olarak belirtir. Differance; köken de bir ikiliğin, sözle yazının birbirine geçişinin yasasıdır aslında. Kökenin, kaynağın tek mutlak olamayacağını gösterir.”

Geleneksel olarak felsefe-edebiyat ilişkisinin konumlandırılması hakkında Gülay şunları zikretti. “Yazının sözü kirletmesi gibi edebiyat da felsefeyi kirleten bir şey der Derrida ve bununla şunu kast eder; sözün aslî olması, logosa müracaat etmesi, insan bilincinden kaynaklanması ve dolayısıyla meşru olması bakımından felsefe söz geleneğine eklenmeli. Felsefe; aslî olan şeyse, hakikatin temsilcisiyse, bozulmamış bir şeyse, sözü üstlendiyse, o zaman söz yazı ilişkisinde edebiyat yazının rolünü üstlenmelidir. Geleneksel olarak ikisi arasındaki ilişkide Derrida, edebiyat olmazsa felsefe için bir şey değişmez ama felsefe üretilmezse edebiyat malzeme bulamayabilir der. Bu noktayı daha açık kılmak için Platon’un Devlet diyalogunda şairi devletten kovma bahsi somut bir örnek olabilir. Platon şairi devletten kovarken; “…her kılığa girmesini, her şeyi ustaca taklit etmesini bilen bir adam, bizim topluma gelip de şiirlerini halkın önünde söylemek isterse, bu kutsal, bu eşsiz, bu tadına doyulmaz şairin önünde saygıyla eğilir, deriz ki: Bizim ülkemizde senin cinsinden insanlar yok, olması da yasak. Böylece başına kokular sürer, çelenkler takar, onu başka bir ülkeye yollarız. Bize daha ağırbaşlı bir şair gerek, deriz. O kadar hoş olmasın, zarar yok, ama işe yarar masallar söylesin, yalnız iyi adamın taklitçisi olsun, onun davranışlarını anlatsın, askerlerimizin eğitiminde uygulanan kanunlara uysun sözleri.Şair, toplumun düzenine katkıda bulunacaksa devlette kalmasını ama düzene katkısı olmayacaksa ona gerek olmadığını söyler. Edebiyat bu alıntıda felsefenin ötekisi, dışı olarak konumlandırılır. Edebiyat ancak felsefeye tabii olduğunda isabetli olabilir. Derrida’ya göre felsefe edebiyat ilişkisi; söz ve yazı, kadın ve erkek ilişkisi gibi konumlandırılmıştır.”

Gülay, postyapısalcılığın bir metni irdelerken nasıl hareket ettiğini şu şekilde açıkladı. “Bu husus için somut bir örnekle hareket edebiliriz. Yunus Emre’nin “Çıktım erik dalına anda yedim üzümü / Bostan ıssı kakıyup der ne yersin kozumudizeleri üzerine farklı şerhler vardır. Bir metinin açık uçlu olduğunu görmek açısından bu dizeler üzerine yapılan farklı şerhlere bakalım. Niyazi Mısri’ye göre bu dizelerdeki erik şeriat, üzüm tarikat, ceviz hakikattir. Bursevî’ye göre erik zahiri ameller, üzüm zahiri ameller sonucu hâsıl olan batıni zevk ve neşedir.  Şeyhzade için ise erik dalı ruh ağacı, üzüm vahdet şarabıdır. Peki bu durumda metin için anlam nasıl indirgenecek? Hangi şerh doğrudur? Postyapısalcılık metni örtü-içerik bağlamında, klasik bir yöntemle okumaz.  Metin bir vesile değil, bir hadisedir. Metin, kendisinden hareketle yapılacak okumaları mümkün kılar, daima bir açıklıktır. Burhanettin Tatar, üç klasik şerh dışında Yunus’un dizelerini zahir-batın ekseninde okur: “Çıktım erik dalına” başlıklı şiir, şiirin düşüncenin kaderini kendi ellerine alması, onu sürekli şaşırtarak, kararsızlığa düşürmesi, onun gerçekler dünyasında sürekli yeni sürprizlere hazırlıklı olmaya davet etmesi, kısacası düşüncenin düşünce olarak kalmasını sağlama ve onun gerçekliğin yerini almasını engelleme olayı şeklinde görülemez mi?”Metin yazarın niyetine indirgenir, Derrida buna itiraz eder ve der ki; felsefe edebiyatı kontrol altında tutamaz. Felsefe zaten edebiyat vesilesiyle mümkün olur. Derrida, hiçbir zaman yazının sözden daha merkezi olduğunu ya da edebiyatın felsefeden daha önemli olduğunu söylemez. Derrida, sözün ancak yazıyla, felsefenin ancak edebiyatla mümkün olabildiğini söyler. O birlikte varoluştan bahseder.” 

Edebiyat Ne Söyler? - Konuk: Peyami Safa Gülay - Kasım 2021

Etkinlikleri Pdf Olarak İndir

Seçmiş olduğunuz ay ile ilgili tüm etkinlikleri katalogdan görebilirsiniz

Aralık 2024 Ayı
Broşürü

Hemen İndir

Sıralama Seçenekleri

2024 - 2025 Kültür Ve Sanat Kursları

Zeytinburnun'nda Ramazan 2024

Karne Festivali 2024

Kültür Sanat Kursları 2023 - 2024

3. ON5SIFIR7 FİLM HAFTASI

Mayıs - Haziran 2023

Zeytinburnun'nda Ramazan 2023

Kültür Sanat Kursları 2022-2023

Kültür Sanat Kursları 2021-2022

Mayıs - Haziran 2022

Mayıs - Haziran 2021

Kültür Sanat Kursları 2020-2021

Kültür Sanat Kursları 2019-2020

Kültür Sanat Kursları 2018-2019

Kültür Sanat Kursları 2017-2018

Kültür Sanat Kursları 2016-2017

Kültür Sanat Kursları 2015-2016

Kültür Sanat Kursları 2014-2015

Toprakla Şiir Yazmak

Mevlana’nın Aşk Çağrısı

Sıralama Seçenekleri

“VAVEYLA” Turgay Sarı Resim Sergisi

ELİSA ZONARO'NUN İSTANBUL'U

“O AĞAÇ” Mehmed Özçay Fotoğraf Sergisi

İnsanlığın Evrensel Yıkımı - Filistin Mücadelesi

Resimlerle “15 TEMMUZ” Sergisi

Lalezar - Rauf Tuncer

Geleceğin Ustaları 10

Fahreddin Paşa Medine Müdafii

Artı'k Sanat - Metin Aşoğlu

Yıl Sonu Kataloğu 2022 - 2023

Yıl Sonu Kataloğu 2021 - 2022

Yıl Sonu Kataloğu 2020 - 2021

ZKS Kültür Sanat Yıllığı 2023

Edebiyat ve Milli Mücadele Sempozyumu

“Yâ Şehr-i Ramazan” Hat Sergisi

Derin Yüzey - İlhan Aydan

Yeldeğirmenlerine Karşı - M. Zahit Büyükişliyen

Mohammed Imad Sergisi

Asker ve Ressam - Mehmet Ali Laga

Fevzi Karakoç - At'a Senfoni

Geleceğin Şifreleri - Hüsamettin Koçan

Mükemmel Boşluk - Hakan Şarkdemir Resim Sergisi

Formreform - İsmet Yedikardeş Retrospektifi

Hattat Mustafa Halim Özyazıcı

Kitaplar ve Kağıtlar

10 Yılda Yarışma Fotoğrafları Seçkisi

Mebus ve Şair Mehmet Âkif Ersoy

Zeytinburnu'nun 50 Yılı

Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi

Eski Evler ve Sokaklar

Medeniyetler Kapısı Mardin

Sanat ve Yaşamın İzinde

Şehre Tarih Düşmek

İrem Minyatür Sergisi

Sübhan Tespih Sergisi

Afrika’da Alınteri

Hakimiyet-i Milliye Timsali Bayrak

Gölgenin Tasarımı

Tophane İşi Lülecilik

Yerler ve Gökler Minyatür Sergisi

Katman Kat-ı Sergisi

Kültürel Semboller

Harflerin İzinde Hat Sergisi

Geleneğe Çağdaş Yorumlar

Bizde ve Dünyada Madalya Heykeltıraşlığı

Uluslararası Cam ve Kağıt Sanatları Sergisi

Geçmişten Günümüze Neyzen Emin Dede

Hayattan İzler Resim Sergisi

Ebruda İstanbul Düşleri Sergisi

Taner Alakuş ve Öğrencileri Minyatür Sergisi

Altın Laleler Ebru Sergisi

Sıralama Seçenekleri

“VAVEYLA” Turgay Sarı Resim Sergisi

ELİSA ZONARO'NUN İSTANBUL'U

“O AĞAÇ” Mehmed Özçay Fotoğraf Sergisi

İnsanlığın Evrensel Yıkımı - Filistin Mücadelesi

2024 - 2025 Kültür Ve Sanat Kursları

Resimlerle “15 TEMMUZ” Sergisi

Zeytinburnun'nda Ramazan 2024

Lalezar - Rauf Tuncer

Karne Festivali 2024

Geleceğin Ustaları 10

Fahreddin Paşa Medine Müdafii

Artı'k Sanat - Metin Aşoğlu

Kültür Sanat Kursları 2023 - 2024

Yıl Sonu Kataloğu 2022 - 2023

Yıl Sonu Kataloğu 2021 - 2022

Yıl Sonu Kataloğu 2020 - 2021

ZKS Kültür Sanat Yıllığı 2023

3. ON5SIFIR7 FİLM HAFTASI

Mayıs - Haziran 2023

Edebiyat ve Milli Mücadele Sempozyumu

“Yâ Şehr-i Ramazan” Hat Sergisi

Derin Yüzey - İlhan Aydan

Zeytinburnun'nda Ramazan 2023

Yeldeğirmenlerine Karşı - M. Zahit Büyükişliyen

Mohammed Imad Sergisi

Asker ve Ressam - Mehmet Ali Laga

Fevzi Karakoç - At'a Senfoni

Kültür Sanat Kursları 2022-2023

Kültür Sanat Kursları 2021-2022

Geleceğin Şifreleri - Hüsamettin Koçan

Mayıs - Haziran 2022

Mükemmel Boşluk - Hakan Şarkdemir Resim Sergisi

Formreform - İsmet Yedikardeş Retrospektifi

Hattat Mustafa Halim Özyazıcı

Kitaplar ve Kağıtlar

10 Yılda Yarışma Fotoğrafları Seçkisi

Mayıs - Haziran 2021

Mebus ve Şair Mehmet Âkif Ersoy

Zeytinburnu'nun 50 Yılı

Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi

Kültür Sanat Kursları 2020-2021

Eski Evler ve Sokaklar

Medeniyetler Kapısı Mardin

Sanat ve Yaşamın İzinde

Kültür Sanat Kursları 2019-2020

Şehre Tarih Düşmek

Kültür Sanat Kursları 2018-2019

Kültür Sanat Kursları 2017-2018

İrem Minyatür Sergisi

Sübhan Tespih Sergisi

Afrika’da Alınteri

Hakimiyet-i Milliye Timsali Bayrak

Kültür Sanat Kursları 2016-2017

Gölgenin Tasarımı

Tophane İşi Lülecilik

Yerler ve Gökler Minyatür Sergisi

Katman Kat-ı Sergisi

Kültürel Semboller

Kültür Sanat Kursları 2015-2016

Kültür Sanat Kursları 2014-2015

Harflerin İzinde Hat Sergisi

Toprakla Şiir Yazmak

Geleneğe Çağdaş Yorumlar

Mevlana’nın Aşk Çağrısı

Bizde ve Dünyada Madalya Heykeltıraşlığı

Uluslararası Cam ve Kağıt Sanatları Sergisi

Geçmişten Günümüze Neyzen Emin Dede

Hayattan İzler Resim Sergisi

Ebruda İstanbul Düşleri Sergisi

Taner Alakuş ve Öğrencileri Minyatür Sergisi

Altın Laleler Ebru Sergisi

Kapat
zksm
zeytinburnu belediyesi
Bizi Sosyal Medyadan Takip Edin