DOĞUMUNUN 117. YILINDA SAİT FAİK ABASIYANIK ZEYTİNBURNU KÜLTÜR SANAT'TA ANILDI
“Yazmasaydım deli olacaktım.” diyecek kadar yazmaya bağlı, yazmayı bir meşgalenin ötesinde bir hayat tarzına çevirmiş müstesna bir yazarımız olan Sait Faik Abasıyanık’ı doğumunun 117. yılında Zeytinburnu Kültür Sanat’ta bir panelle andık. Cemal Şakar’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelin konuşmacıları Necati Tonga, Mukadder Gemici ve Prof. Dr. Mustafa Kurt oldu.
AYDA BİR MUTLAKA BİR SAİT FAİK ÖYKÜSÜ OKURUM
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde 23 Kasım Perşembe akşamı saat 19.30’da başlayan panelde sözü ilk olarak panelin moderatörü Cemal Şakar aldı. Şakar, Sait Faik Abasıyanık’ın kendisi için önemini şu sözlerle aktardı: “Elli yaşından sonra bazı kitapları, bazı romanları, öykücüleri yeniden okumaya başladım. Çünkü hani, Türk ve yabancı klasiklerini genellikle lise, üniversite yıllarında okumuş oluyoruz. Elli yaşına gelince bunlara yeniden bakma ihtiyacı hissettim. Sait Faik de bunlardan biriydi. Sait Faik’in de tüm öykülerini yeniden okudum.Fakat ilginç bir şey oldu, Sait Faik benim bir daha bırakamadığım bir öykücü oldu. Sadece Sait Faik değil, sekiz on tane yazar halen daha masamın üstündedir. Bazen çok sevdiğim bir öyküsünü hatırlamak için yeniden okurum. Bazen rastgele bir kitabını çeker rastgele bir öyküsünü okurum. Neredeyse ayda bir falan mutlaka bir Sait Faik öyküsü okurum. Bunun üzerine düşündüm, hani bir türlü niye Sait Faik’ten vazgeçemedim falan diye, temelde galiba şey var, insana ve doğaya olan o aşırı sevgisi.”
SAİT FAİK’İN METİNLERİ, ÇOĞALAN METİNLER
Panelde ikinci olarak sözü Sait Faik Abasıyanık hakkında çalışmaları ile bilinen akademisyen Mustafa Kurt aldı. Mustafa Kurt; “Edebiyat metni her döndüğünüzde size yeni bir şeyler söylemiyorsa kapalı bir metindir. Açık bir metin değildir. Edebiyat tarafı da birazcık zayıftır. Sait Faik’in metinleri, döndüğümüzde çoğalan metinler. Hayata, dünyaya ve bize dair bir şeyler söylüyor. Sait Faik, evet, sıradan sokakta gördüğümüz o adama odaklanıyor ama orada anlatılmaya değer bir şey gördüğünde Sait Faik onun hikâyesini yazıyor. Burada anlatılmaya değer bir şey var mı? Bazen hissediyorum, Sait Faik, bu hikâyesini sadece bu cümleyi yazmak için yazmış bence. Ya da şu diyalogda Sait Faik’in bütün metnin büyüsü burada gizli dediğim pek çok metni var.” sözleri ile Sait Faik’in metinlerine dair tespitlerini aktardı.
ŞEHİRDE AYLAK AYLAK GEZEN BİR KARAKTERİ VAR SAİT FAİK’İN
Panelin bir diğer konuşmacısı ise öykü yazarı Mukadder Gemici idi. Sait Faik’in karakterine ve yazarlığına dair Mukadder Gemici şu sözleri söyledi: “Şehirde aylak aylak gezen bir karakteri var Sait Faik’in. Sabah kalktığında gidecek hiçbir işi yok uzun süre. Ve bunun ıstırabını çektiğini de biliyoruz biz. Edebiyat tarihini kurcaladığınızda,hatıralara falan baktığınızda kendi iç dünyasında bunun çatışmasını yaşıyor ama bir taraftan da çok iradi bir şekilde bir şey olmamaya dair verdiği bir karar var.”
KÜL BİR ŞAHSİYET, HER ŞEYİYLE
Sait Faik Abasıyanık ile Orhan Veli Kanık arasındaki benzerliğe dikkat çeken Dr. Necati Tonga, “O dönemde aynı edebiyat aleminde yer alan ve benzer eserler yayınlayan bir isimle çok büyük benzerlikler arz ettiğini görüyorum: Orhan Veli. Birisi hikâyeye şiir kanalından yaklaşıyor, öbürü şiire hikâye kanalından yaklaşıyor ve sanki bir kesişme noktasında birleşiyorlar. Bence her ikisi de kül bir şahsiyet. Başta bunu söylemem gerekiyor. Biraz açacağım bunu. Çok büyük eğitimler almamışlar fakat müziği biliyorlar, resmi biliyorlar, iyi okuyorlar. Şimdi bir lisedeki, ben bir edebiyat öğretmeniyim, öğrencilerime bakıyorum yani böyle kül bir şahsiyete mesela Orhan Veli lise mezunu bir adamdır. Fakat öyle kül bir şahsiyettir ki yani şimdi toplasak kaç tane lise öğrencisini öyle bir şahsiyetle karşılaşmamızın imkânı yok. Aynı şekilde Sait Faik de öyle. Kül bir şahsiyet, her şeyiyle. Resmi biliyor, şiiri biliyor, müzikten anlıyor, hikâyeden anlıyor, kurguyu biliyor, sinemayı takip ediyor, dönemin popüler yayınlarını takip ediyor, kitaplarını takip ediyor. Böyle şahsiyetleri bulmamız çok zor.” sözleri ile Sait Faik’in Orhan Veli ile benzerliğine ve çok yönlülüğüne vurgu yaptı.
Program seyircilerden gelen soruların yanıtlanması ile son buldu.