ZEYTİNBURNU KİTAPÇISI BULUŞMALARI'NDA SEDAT ANAR'LA SES, NEFES VE MÜZİK KİTABI KONUŞULDU
Zeytinburnu Kitapçısı Buluşmaları’nın ocak ayı konuğu Sedat Anar oldu. Zeytinburnu Kültür Sanat’ın organize ettiği program Merkezefendi’deki Zeytinburnu Kitapçısı’nda gerçekleşti. Merve Akbaş’ın sunumuyla 19 Ocak Cuma akşamı gerçekleşen programda “Ses, Nefes, Müzik” kitabı ekseninde konuşuldu. Sedat Anar’la yapılan söyleşinin konuları arasında müzik, Türk musikisi, Anar’ın hayat hikâyesi yer aldı.
İLK ETAPTA HAK İÇİN MÜZİK YAPIYORUM
Söyleşinin başında müzisyen Sedat Anar, sanatını ne ya da kimin için icra ettiği sorusuna şu sözlerle cevap verdi: “Maalesef Türkiye’de ve dünyada müzisyenlerin çoğu okumaz. Ben yüzlercesine şahit oldum. Böyle dünyanın en önemli konservatuarlarında, Paris’in en önemli konservatuarlarından birisinde bir hoca ile sohbet ettiğimde, ‘Ben okumam,’ dedi ‘yani teorik olarak ders veririm.’ Ben biraz işin mutfağını, geri planını merak ediyorum. Bir de sanat sanat için mi sorusuna ben şöyle bir cevap vereyim. Ben, çoğu röportajımda söylemişimdir: Benim yaptığım müzik ilk çıktığımda herkesin eleştirdiği, işte bu nasıl bir müzik, tasavvuf müziği mi, halk müziği mi, alternatif müzik mi, tanımlayamıyorlardı. Benim gerçekten hiçbir zaman, insan bestelerinin dinlenmesini tabii ki ister ama benim tanınmak gibi bir derdim olmadı. Hep söylediğim şey de şuydu, ben ilk önce Hak için müzik yapıp, sonra halk için müzik yapıyorum. Sanat sanat için mi, toplum için mi, ben Allah için ilk önce müzik yapıyorum. Benim için, dünyadaki, alemdeki, yeryüzündeki, daha doğrusu her şeydeki en büyük sanatçı Allah. Yani Niyazi-i Mısrî’nin bir şiirinde çok güzel bir cümle vardır, yani günde yüz bin türlü sanat gösteren Allah’tır diyor. Yani biz günde yüz bin türlü sanat görüyoruz. Arabanın tekerleğinden güneşin doğuşu, batışı, gecenin oluşu, kuşlar, rüzgâr… Günde yüz bin türlü sanat gösteren şey, en büyük sanatçı O’dur. Doğal olarak ben de bir sanatçı olarak, müzisyen olarak ilk etapta Hak için müzik yapıyorum, sonra halk için müzik yapıyorum.”
MÜZİKTEN DAHA ÇOK OKUMAYA ZAMAN AYIRAN BİRİSİYİM
Sedat Anar: “Şimdi ben santur çalıyorum. Santura başladığım zamanlar Türkiye’de santur çalan birisini bulamamıştım. Yani bir iki kişi falan, onlar da böyle Çin yemek çubuklarıyla yanlış çalıyordu. Peşine düşüp, başka bir ülkeye gidip bir enstrüman öğrendim ben, İran’da yaşadım bir buçuk sene. Yani çaldığım enstrümanın tarihsel kökenini öğrenmek zorundayım ki enstrümanıma yavaş yavaş bakışımın da değiştiğini fark ettim. Yani on yıl boyunca belge, evrak, santur hakkında ne yapılmışsa böyle her şeyi topladım ve bunu kitaplaştırdım. Şimdi bir şeyi yaptığınız zaman arkasındaki her şeyi insanın bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani bunu bazen söylediğimde garip karşılayabiliyor dinleyicilerim. Ya ben müzikten daha çok okumaya zaman ayıran birisiyim. Yani beş saat okuyorsam iki buçuk saat günde müzik çalışıyorum. Çünkü hep birbirini besleyen bir şey yani. Benim mesela hayatımı değiştiren en önemli şeylerden birisi Niyazi-i Mısrî gibi bir şairin şiirleriyle karşılaşmam oldu. Sokakname kitabında bunu anlatıyordum.” müzikle okuma arasındaki ilişkiye değindi.
Programın son kısmında ise Sedat Anar, izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.
SEDAT ANAR KİMDİR?
1988 yılında Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin Argıl köyünde dünyaya geldi. Çocukluğu hikâye anlatıcısı olan dedesi ile def eşliğinde ilahiler söyleyen ninesinin yanında geçti. İlkokul öğretmeninin tavsiyesiyle üçüncü sınıftan beri bağlama çalmaya başladı. Santur öğrenmek için İran'a giderek Necid Pirmuhammedi ve Cavid Musapur'dan santur, Araş Ruygar'dan def eğitimi aldı. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde lisans eğitimine başladı.
Ankara'da sokak müziği yapan sanatçı Çaykovski Konservatuvarı'nda ve İran'da konserler verdi. 2013 yılında Ahenk Müzik'ten ilk albümü olan Belagat'ı çıkardı. 2017 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından müzik dalında ödüle layık görüldü. 2017 yılında Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürtçe ilahilerin yer aldığı Ayrı Dilden Aynı Gönülden adlı albümünü çıkardı.