KAZLIÇEŞME SANAT KONUŞMALARINDA YENİ SEZONUN İLK KONUĞU ÖNDER KÜÇÜKERMAN OLDU!
Murat D. Çekin’in düzenlediği Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarının ekim ayı konuğu Önder Küçükerman oldu. Kazlıçeşme Sanat Kütüphanesinde gerçekleşen programda bu ay, 500 yıla uzanan mazisiyle “Tarihi İstanbul Camcılığı” konuşuldu.
Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarında, yeni sezonda da birbirinden değerli konuklarla müzik eşliğinde söyleşiler gerçekleştirilecek. Programın müzik bölümlerinde piyanoda Feride Varol yer alacak. Yeni sezonda ilk kez düzenlenen Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarının ekim ayındaki konuğu Önder Küçükerman oldu. “Tarihi İstanbul Camcılığı” üzerine yapılan sohbet, 31 Ekim Perşembe akşamı saat 19.30’da Zeytinburnu Kültür Sanat’ın Youtube kanalında yayınlandı.
“İstanbul’un Fethi ile birlikte İstanbul’un cam endüstrisi şekil değiştirdi.”
Camın İstanbul’daki serüvenini anlatan Küçükerman, dikkat çekici bilgiler verdi.
“İstanbul’un alınmasıyla birlikte tabii ki İstanbul’un cam endüstrisi de kendine göre şekil değiştirdi. 1450’li yıllarda cam dendiği zaman aklımıza Roma döneminden kalan çok küçük şişeler, küçük boyutlu düz camlar geliyordu. 1450’li yıllardan 1800’e kadar geçen üç yüz küsur yılda cam; İstanbul’da romantik, buğulu bir dönem yaşamıştır. Çünkü kimsenin evinde cam bardak yok. Topkapı Sarayı’nda padişahların bile belli sayıda bardakları var.”
“Cam, zamanla hayatın içine girdi.”
Küçükerman, cam endüstrisinin gelişmesi ve camın gündelik hayattaki kullanımının artmasıyla ilgili de konuştu:
“Sanayi yıllarında, cam da bundan nasibini alıyor. Dolmabahçe Sarayı dönemindeki esrarengiz açılımı yapan teknoloji, II. Abdülhamit döneminde herhangi bir şey oluyor. Şerefini o kadar kendinde tutmuyor artık cam. II. Abdülhamit de ‘Bari geleneksel seramikçiliği geliştireyim.’ diyerek Yıldız Çini Fabrikası’nı kuruyor. O sırada Avrupa’nın endüstrileşmiş ürünleri başka bir şekle dönüşüyor. Ayna yapılıyor, şişe yapılıyor, sarayın lambaları cam oluyor. Bu dönemde artık cam hayatın içinde.”