NABİ AVCI’NIN KONUK OLDUĞU PEYAM-İ GARB'TA ARALIK AYI PROGRAMI GERÇEKLEŞTİ
Aykut Ertuğrul’un sunumu, Nabi Avcı’nın katılımıyla her ay bir kitaptan hareketle farklı düşünce ve kavramların izinin sürüldüğü Peyam-i Garb; Zeytinburnu Kültür Sanat’ta devam ediyor. 10 Aralık Salı akşamı saat 19.30’da başlayan programda Rilke’nin “Genç Bir Şaire Mektuplar” kitabından yola çıkılarak bir sohbet gerçekleştirildi.
Zeytinburnu Kültür Sanat’ta Peyam-i Garb söyleşileri farklı konu ve kitaplar ekseninde devam ediyor. Aralık ayında “mektup” formu üzerinde durulurken “Genç Bir Şaire Mektuplar” ise konuşmanın merkezindeki kitap oldu. Mektubun kavram, nesne ve edebi tür olarak ele alındığı söyleşi anekdotlarla zenginleşti.
“Mecra, mesajın kendisidir.”
Nabi Avcı, mektup hakkında konuşurken mecra ve form değişiminin etkilerinden söz etti:
“Mecra, mesajın kendisi. Mektup, içinde yazanlardan çok kendisiyle bir mesaj götürüyordu. Bugün artık fotoğraf göndermek için, nasıl ve nerede olduğumuzu, hangi şehirde nasıl güzelliklerle karşılaştığımızı sevdiklerimizle paylaşmak için kartpostal aramamıza gerek yok. Cep telefonuyla çekip gönderiyoruz. Ama bunu herkes yaptığı için fotoğraf enflasyonu oluyor, mesajlar atlanıyor. Okunmamış mektup olmazdı eskiden. Beklenirdi ve bazen törensel olarak okunurdu. Ama mesajlar görülmeyebiliyor, atlanabiliyor.”
“Mektup, artık başka bir dünyaya ait.”
Nabi Avcı, mektubun artık farklı bir dünyanın ürünü olduğunu vurguladı:
“Mektup, başka bir dünyanın mecrasıydı. Artık çok az insan hatırlar: Yıl sonlarında kartpostal sergileri açılırdı eskiden. Onun da muhatabına göre değişen türleri vardı. Benim size göndereceğim kartpostalla, yılbaşı tebriğiyle; öğretmene ya da aileye gönderilen kartpostal aynı olamazdı. Mesaj, o formla birlikte gidiyordu çünkü. O dünya, farklı bir dünyaydı.”