veSANAT'IN MAYIS AYI PROGRAMINDA İSMAİL ERDOĞAN'LA 'SANATÇI' KAVRAMI KONUŞULDU
Bu sezon boyunca sanata dair farklı konuların, kavramların alanlarında uzman farklı konuklarla konuşulduğu veSanat programının mayıs ayı konuğu İsmail Erdoğan oldu. Kazlıçeşme Sanat’ta yapılan programda “Her Sanatçı ‘Sanatçı’ mıdır?” başlıklı bir söyleşi gerçekleşti.
“RÖNESANS’LA BAŞLAYAN BİR ŞEY”
Samed Karagöz’ün moderatörlüğünde gerçekleşen programda sanat ve özellikle de sanatçı kavramı üzerine konuşuldu. Programın hemen başında İsmail Erdoğan, “Rönesans öncesine gittiğiniz zaman sanatçının isminin altının kalın çizgilerle çizildiği gibi bir durum söz konusu değil. Bu, Rönesans’la başlayan bir şey. O da zaten Rönesans’ın fikrî, teolojik ve ideolojik arka planıyla alakalı. Yani Rönesans’la beraber insanoğlunun hikâyesinde açılmış olan yeni tırnakla alakalı bir şey.” sözleri ile sanat tarihi içerisinde sanatçı imgesinin öne çıkış sürecine değindi.
“SANAT VE ZANAAT RÖNESANS’TA DAHA AYRILMAMIŞTI”
İsmail Erdoğan, tarihsel süreçte sanat ve zanaat kavramlarının birbirinden ayrılmasını şu sözlerle açıkladı: “Şimdi bu sanat ve zanaat ayrımı biliyorsun çok netameli bir konu. Sanatla zanaat ayrımını biz bugün çok rahat bir şekilde yapıyoruz. Bunu çok rahat bir şekilde yapıyoruz ama bunu Rönesans’a gittiğimizde bile yapamıyoruz aslında. Çünkü Da Vinci’den bahsettik az önce, Da Vinci’ye biz bugün direk olarak sanatçı hatta işte büyük ‘S’ ile yazdığımız bir sanatçı olarak karşılıyoruz ama Da Vinci’nin kendi hikâyesine baktığınızda aslında o bir zanaatkâr aynı zamanda. Yaptığı birçok şey, ürettiği birçok nesne itibariyle baktığımızda zanaatkâr olarak da ifade edebiliriz. Çünkü bugünkü anlamda sanat ve zanaat Rönesans’ta daha ayrılmamıştı. Sanatla zanaatın ayrılarak ‘güzel sanatların’ icat edilmesi neredeyse 18. yüzyılı bulacak. Ama burada en belirleyici yüzyıl 17. yüzyıldır. O da zaten özellikle Hollanda’da yaşanan o altın çağla beraber ortaya çıkan yeni zümre, burjuva dediğimiz o sınıf, o sınıfın alım satım noktasında ticaretin renkleri, ticaretin yönleri noktasındaki değişimle beraber ortaya çıkan bir şey sanat ve zanaat ayrımı. O açıdan Rönesans’ta hâlâ bugünkü anlamda bir sanatçıdan bahsedemeyiz. Doğuşundan bahsederiz. Zaten hani yeniden doğuş olarak bu adamların ifade etmeleri boşuna değil. Her şey hakikaten yeniden doğuyor. Yeniden şekilleniyor.”
Programın devamında İsmail Erdoğan ve Samed Karagöz özellikle sanatçı kavramı üzerine konuştular. Programın tam video kaydına Zeytinburnu Kültür Sanat YouTube kanalından ulaşabilirsiniz.
İSMAİL ERDOĞAN KİMDİR?
1980 doğumlu olan İsmail Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat fakültesini bitirdikten sonra, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünü bitirdi. Bir yandan öğretmenlik diğer yandan yazarlık yapan Erdoğan, son yıllarda sanatla ilgili seminer ve konferanslar verip, atölye, etkinlik vb. çalışmaları yürütmektedir. Gerçek Hayat başta olmak üzere birçok site ve neşriyatta yazıları yayınlanan Erdoğan, halen Diriliş Postası’nda kültür-sanat ağırlıklı yazılarını sürdürmektedir.