NABİ AVCI VE AYKUT ERTUĞRUL İLE PEYAM-İ GARB ZEYTİNBURNU KÜLTÜR SANAT'TA BAŞLADI
Aykut Ertuğrul’un sunumu ve Nabi Avcı’nın katılımıyla her ay bir kitaptan hareketle kültür ve sanat üzerine söyleşilen Peyam-i Garb programı Zeytinburnu Kültür Sanat’ta başladı. 2023-2024 kültür sanat sezonunun 10 Ekim akşamı saat 19.30’da yapılan ilk programında, söyleşinin hareket noktası René Guénon’un meşhur kitabı Modern Dünyanın Bunalımı oldu.
ORTAÇAĞ KARANLIĞI LAFI AVRUPA İÇİN DE BİR İTİRAZÎ KAYDA İHTİYAÇ DUYUYOR
Aykut Ertuğrul moderatörlüğünde başlayan söyleşinin başında, aynı zamanda Modern Dünyanın Bunalımıkitabının da çevirmeni olan Nabi Avcı, kitabın dilimize kazandırılması sürecini anlattı. Kitabın hikâyesi ile birlikte Nabi Avcı, René Guénon’un da temsilcisi olduğu “Gelenekselci” ekol ve bu ekolün ülkemizde ve dünyada gelişimi ile bugünkü durumu hakkında bilgi verdi. Guénon’un kitabında yaptığı tarihsel dönemlendirme ve bu dönemlendirmelere dair farklı bakış açıları hakkında da konuşan Nabi Avcı, şunları söyledi: “Ortaçağ konusunda bizdeki yaygın anlayış, ne diyoruz hep, birileri işte Ortaçağ karanlığı filan gibi böyle sloganlar falan attığı zaman ‘Ya hangi karanlıktan bahsediyorsun? O Ortaçağ Avrupa’nın Ortaçağıydı, karanlık olan oydu, bizim Ortaçağımız öyle değil.’ diyoruz. Doğru, yani burada yanlış bir şey yok ama o karanlık Ortaçağ dediğimiz şeyin de o kadar karanlık olmadığını söylemiş oluyor bu bakış açısı.(…) Ortaçağ karanlığı lafı, bizim itirazî kaydımızın ötesinde Avrupa için de bir itirazî kayda ihtiyaç duyuyor. Hangi Ortaçağ’dan ve hangi karanlıktan söz ediyorsunuz cümlesi Avrupa’nın Ortaçağ’ı için de sorulması gereken bir soru olur, diyor.”
SEN RESİM YAPIYORSUN AMA RESİM DE SENİ YAPIYOR
Söyleşide Guénon’un da temsilcisi olduğu gelenekselcilerin sanata bakışı ve geleneksel sanat ve zanaatlarla modern dünyanın ve modern bakış açısının farklılığı da konuşuldu. Nabi Avcı, “Biz yine ister istemez modern bakış açısıyla üründe arıyoruz o sonucu. Halbuki o emek, o gayret, o sabır aslında bir eğitim. Yani sen resim yapıyorsun ama resim de seni yapıyor. Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin dediği gibi ‘Nâgehan ol şâra vardım, ol şârı yapılır gördüm/Ben dahi bile yapıldım taş u toprak arasında. Şimdi tabi bunun bir sürü açılımları olabilir ama siz bir şeyi yaparken de, siz bir şey yapıyorsunuz, bir şehir kuruyorsunuz ama şehir de sizi kuruyor. (…) Şimdi bu geleneksel zanaatlarla uğraşan demircisinde, semercisinde, yorgancısında baktığınız zaman bir bilgelik oluşuyor. Bugün dahi kendini bir alana adamış olan bilim insanlarında da… Mesela nükleer fizikçilerde ben çok hissediyorum. Belki onlarda aradığım için bu bilgelik işaretlerini veya o olgunlaşmayı. Herhalde böyle bir işte uğraşan, nükleer fizik gibi böyle bu kadar muhteşem bir alanda çalışan insanlar, oldukları gibi kalamazlar, mutlaka bu uğraş onları başka bir şeye taşır, duygusuyla baktığım için onlarda görüyorum. Ama o geleneksel zanaatkârlarda da bu çok belirgindir. Hâlâ var tek tük de olsa Anadolu’da, bakın onlara mesela.” sözleri ile icra edilen uğraşların insanı biçimlendirme gücü üzerinde durdu.
Düşünceden edebiyata, tarihten modern sanatlara birçok konunun konuşulduğu program, saat 20.45’te son buldu.