Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde Prof. Ekrem Demirli'nin Mantıku't-Tayr okumaları Şubat ayında da devam etti. Prof. Demirli, "Önce Hıristiyanlık sonra İslam 'Ey insan, kendine bak, içine bak.' dedi. Tasavvuf dinin bu cümlesini tekrar eder." şeklinde konuştu.
Feridüddin Attar'ın Mantıku't-Tayr adlı eserinden hareketle tasavvufi terbiyenin katmanlarını anlatan Prof. Ekrem Demirli, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde 23 Şubat akşamı gerçekleştirdiği seminerde dinleyenleri talep ve aşk vadisinden sonra marifet vadisine götürdü. Herhangi bir kitap okurken olduğu gibi Kur'an-ı Kerim ya da Mantıku't Tayr gibi tasavvufi eserler okurken de metinle insan arasındaki mesafeyi kaldırmak gerektiğini hatırlatan Prof. Ekrem Demirli, kimi edebi ve tasavvufi kavramların gündelik hayatımızdan uzak gibi göründüğüne ancak Mantıku't Tayr'da bahsedilen vadilerin, kuşların bize çok yabancı olmadığına dikkat çekti. "Biz o kuşlardan biriyiz, bir çağrıya uyduk ve yola çıktık" diyen Prof. Demirli meseleye buradan bakmak gerektiğini söyledi. "Din ve tasavvuf bir başkasının hikâyesini dinlemek üzerine kurulu değildir. Din ve tasavvuf senin öykün üzere kurulu bir şeydir. Bu işin öznesi sensin. Mantıku't Tayr'ı da bu kitap bana yazıldı, düşüncesiyle okumak lâzım. Din izleyici olmayı sevmiyor. Din, hayatın öznesinin sen olduğunu söylüyor. Sahada olmanı istiyor." şeklinde konuşan Prof. Demirli, "İster Kur'an-ı Kerim ister hadis-i şerifler olsun meseleleri ele alırken insanın özne olarak yaklaşması sanki Allah bana hitap ediyor, benimle konuşuyor diye düşünmek lâzım." dedi. ATTAR BİZE MASAL ANLATMIYOR Prof. Demirli, sözlerine şöyle devam etti: "Mantıku't Tayr ismi mitolojisi çağrıştırıyor ve ancak mitolojilerde, masallarda kuşlar konuşur. Halbuki Feridüddin Attar bize masal anlatmıyor. Peygamberimizin mücadelesini anlatıyor. Peygamber geldi, insanları davet etti. Bu davet karşısında insanların tavırlarına, pozisyonlarına göre bir durum ortaya çıktı. Feridüddin Attar bunu anlatıyor. Zihnimiz bu eseri mitolojik bir eser gibi görmeye çalışsa da oradaki kartal benim şu özelliğim, papağan şu özelliğimdir, bir diğeri şu yanımdır diye düşüneceğiz. Peygamber karşısında insanlar ne ise Hüdhüd karşısında da ben oyum. O zaman kendini o teraziye koyacaksın ve o vadilerden geçip geçmediğine bakacaksın." "Din, dikkatini kendine çevirmeni öğretir. Önce Hıristiyanlık sonra İslam 'Ey insan, kendine bak, içine bak.' dedi. Tasavvuf dinin bu cümlesini tekrar eder." şeklinde konuşan Prof. Ekrem Demirli, "Yeryüzünde hiçbir yerde dinde yüceltildiğimiz kadar yüceltilmeyiz. Kendimizi biricik hissettiğimiz hiçbir yerde o kadar kıymetli değilizdir. Dinde gerçek hürriyeti ve şahsiyetimizi buluyoruz. İnsanı varlığın zirvesine çıkartan bir dinin mensubuyuz. Biz buna inandığımız sürece Müslümanız." diyerek sözlerine devam etti. Mantıku't Tayr'da birinci bahsin talep vadisiydi.' hatırlatmasında bulunan Prof. Demirli, "Hayatta her ne oluyorsa önce bizde talep olarak meydana geliyor. Müminin özelliği hep talep etmesi, istemesidir. İnsanda talebin yoğunlaşmasına, o manevi kuvvete aşk denir. Aşk, Allah'a olan talebimizin, Allah'ı arayışımızın kavi hale gelmesidir. Bugün Müslümanların en büyük meselesi talepsizliktir. " dedi.