Ö. Tuğrul İnançer: "Oruç Baba Türbesi Uydurma Bir İsimdir"
Çağdaş mutasavvıflarımızdan yazar Ömer Tuğrul İnançer; Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde okurlarıyla buluştu. Büyük ilgiyle karşılık bulan Mesnevi Sohbetlerinden birini daha gerçekleştiren İnançer, dinleyicilerine Ramazan ayında ziyaretçi akınına uğrayan Oruç Baba Türbesi hakkında yanlış bilinenleri anlattı.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde 25 Şubat akşamı Mesnevi Sohbetleri söyleşisinde konuşan Ömer Tuğrul İnançer, konuşmasına “Bizim toplumumuzda iki büyük hata vardır. Birincisi tercüme üzerine hüküm bina etmektir. Kur’an-ı Kerim’i ve Hadis-i Şerifleri dahi yanlış okuyup, hüküm veren insanlara rastlarız. İkincisi ise tatbikata göre kaide uydurmaktır. Uygulamaya bakılır ve başka hiçbir kaynağa müracaat etmeden, evet bu sadece böyle olur denilir. Sonra da birçok yanlış, doğruymuş gibi uygulanır.” sözleriyle başlayarak dinleyicilerine örnekler vererek sürdürdü.
Toplumun eksik bilgilerle birçok hurafeyi dinin bir parçasıymış, geleneğiymiş gibi sürdürdüğünü veya reddettiğini belirten İnançer; Ramazan ayında binlerce insanın akınına uğrayan ve Oruç Baba adıyla bilinen türbe hakkında yanlış bilinenleri anlattı.
“Ramazan ayında hepinizin bildiği gibi Oruç Baba Türbesi’ne akın akın insanlar gider ve televizyonlarda “Kızıma eş istedim oldu, oğluma iş istedim oldu.” gibi röportajlar verirler. Hâlbuki İstanbul Şehremini’de bulunan bu türbenin esas adı Ümmi Sinan Tekkesi’dir. Ümmi Sinan Tekkesi’nde; Halveti Tarikatı’nın Sinaniye kolunun kurucusu Pir Ümmi Sinan’ın damadı Arap Şerif Mehmed Efendi, onun oğlu Hasan Efendi, onun oğlu Hüseyin Hüsamettin Efendi, onun oğlu Mustafa Efendi, onun oğlu Hasan Efendi, onun oğlu Nizami Şeyh Mustafa Efendi ve sonra Gülşeni Dergâhı şeyhi Ali Şiru Gani Dede, Şabani Dergâhı’ndan Mustafa Zekai Efendi, onun oğlu Hasan Aziz Efendi, onun Oğlu Mustafa Zeki Efendi, onun oğlu İbrahim Şükrü Efendi’nin ve Yakup Efendi’nin kabri bulunmaktadır. Yakup Efendi misafirdir. Muhtemelen tekkede vazife yapmıştır. Bu bilgilere İstanbul tekkelerinin ve türbelerinin listesinin yazılı olduğu Zakir Şükrü Efendi Mecmuası kitabından ulaştım. Bu tekkede vakti zamanında mideye iyi geldiği bilindiği için sirke ile oruç açılmıştır. Sonrasında da tasavvuf ehilleri bu güzel âdeti sürdürmüştür. Ben de vaktinde birkaç kez Ümmi Sinan Tekkesi’ne gitmiştim. Sonrasında bugün televizyonlarda gördüğümüz Oruç Baba Türbesi’nde dilek diledim oldu diyenler gelmeye başlayınca gitmeyi bıraktım. ” diyen Ömer Tuğrul İnançer, tatbikata göre kaide uydurmanın zararlarını dinleyicilerine örneklemiş oldu.