ZKS'DEKİ "BİZE ŞAİRDEN BAHSET" PROGRAMINA ŞAİR VE ROMANCI METİN CELÂL KONUK OLDU
Zeynep Arkan’ın sunumuyla gerçekleşen “Bize Şairden Bahset” programı bu sezon da şiirseverleri şairlerle buluşturmaya devam ediyor. 2 Aralık Cuma akşamı gerçekleşen sezonun üçüncü programında konuk, şair ve romancı Metin Celâl’di.
BEN KİMSEYE ŞAİRİM DEMEM
Programın başında 80’lerden bugüne değişen şiir ortamı ve geçmişteki şiir ortamının bir şairin yetişmesindeki rolü konuşuldu. Metin Celâl, şiir serüveninde görüştüğü ve aynı ortamda bulunduğu şairlerden bahsetti. Daha sonra değişen şair imgesi üzerine konuşuldu. Celâl, değişen şair imgesine dair; “Kuşkusuz her şey değişti. Yani eskiden çok önemsenmese de, şair denince ‘adam bir iş yapıyormuş’ deniliyordu. Ben kimseye şairim falan demem. Çünkü deli muamelesi görürsün. Öyle, maalesef, bir vaziyet var. Hatta şiir yazıyorum diyince ‘şiir ne’ diye bakıyorlar.”
90’LARIN BAŞINDA ANKARA SÖNDÜ
Konuşmanın devamında Metin Celâl, 70 ve 80’li yıllardaki Ankara’da edebiyat ortamının gelişimi hakkında da konuştu;“Ankara eskiden edebiyatta daha güçlüydü. Şimdi bakın, en önemli, özellikle 80 öncesi ve 80 sonrasında çıkan edebiyat dergileri Ankara merkezlidir. Türkiye Yazıları, Oluşum, Mavera, Edebiyat Dergisi, Aylık Dergi say, say, say… O kadar çok dergi var ki… Her görüşten var. Ve dergi sayısı kadar da yayınevi vardı. Yine önemli yayınevleri vardı. 90’ların başında Ankara söndü.”
ŞİİR HER ŞEYDEN ÖNCE ŞİİR OLMALIDIR
80 kuşağı şairlerinin içe kapanık olması yorumuyla ilgili de konuşan Celâl, “70’li yılların aşırı siyasiliği bizi yormuştu.” dedi. Metin Celâl konuşmasında, 80 kuşağı şairlerinin şiir anlayışı hakkında ise şunları söyledi: “Bizim en büyük kavgamız, en büyük tezimiz de; şiir her şeyden önce şiir olmalıdır. Önce estetik. Tabi sen onu başka amaçla kullanabilirsin. Bunu önlemek mümkün değil. İradî bir şey değil. Şair onu yazar, gülden bülbülden bahseder, onu bir siyasi parti gül bilmem nenin simgesi der yine kullanır. Ama önce yazdığın şiir olsun, sen önce şiir yazmayı bil. Önce masa yapmayı bil, sonra o masayı nasıl yaparsan yap: Tek ayaklı yap, havada durur yap bilmem ne… Şiirde de aynı şey söz konusu. Bunu da yapmak için geçmiş şiiri bilmek gerekir.”
Program, izleyicilerden gelen soruların yanıtlanmasıyla son buldu.