100 YÜZE İMZA VE SÖYLEŞİ'NİN MAYIS AYI KONUĞU SELAHATTİN YUSUF OLDU
31 Mayıs’ta ZKS’de gerçekleşen 100 Yüze İmza ve Söyleşi programına, yazar Selahattin Yusuf konuk oldu. Aykut Ertuğrul’un sunduğu söyleşi programında; Selahattin Yusuf’un Umudun Göğe Yükselişi isimli son romanı üzerinden bir konuşma gerçekleşti.
Aykut Ertuğrul’un sunduğu programda Selahattin Yusuf ile Umudun Göğe Yükselişi kitabı ve genel olarak Selahattin Yusuf’un yazarlık serüveni hakkında konuşuldu.
YARATILMIŞTIR VE YARATICI’NIN İZİNİ TAŞIMAKTADIR
Söyleşinin başında Selahattin Yusuf, yazı hayatında yazacak konu bulma problemi üzerine şunları söyledi: “Bir nesnenin ne kadar ilginç olduğunu anlayabilmek için ona biraz daha fazla bakmak yeterlidir. Gustave Flaubert’in olduğunu zannettiğim cümle bu. Herhangi bir şeyin ne kadar ilginç olduğunu fark edebilmek için ona biraz daha uzun bakmak yeterlidir. Şimdi bu, kesindir bu bilgi. Yani herhangi bir şeye biraz daha uzun baktığımızda onun çok ilginç bir şey olduğunu fark ederiz. Çünkü yaratılmıştır ve Yaratıcı’nın izini taşımaktadır. Biz o izi daha uzun, daha dikkatle, daha yoğun bakarak ancak fark edebiliriz. Ama her şeyde bu böyledir. Bir ilişki için de bu böyledir, insan için de böyledir. Şimdi, dolayısıyla şöyle bir mesele var; konu kıtlığı yoktur sonucuna varıyorum ben buradan. Yani edebiyatta anlatılmak istenen meselenin çok büyük bir önemi yok açıkçası. E peki o zaman elde ne kalıyor? Şu kalıyor: Bir insanın, işte ben 50 yaşıma bastım, yaşadığı hayat içinde ilginç olabilecek bir sürü şey var. Geriye kalan mesele şudur: Onu, yeni bir üslupla yazmak. Yeni üslup, evet yeni üsluba yeni konu, ilginç konu, özgün konu yardım edebilir ama sadece yardım edebilir. Çok önemli olduğunu düşünmüyorum o yüzden ben konunun edebiyatta, üslubun önemli olduğunu düşünüyorum.”
ESAS OLAN O MEKTUBU YAZABİLENİN YÜREĞİDİR
Selahattin Yusuf, Umudun Göğe Yükselişi adlı son romanındaki subay karakterden ve bu karakterin aşık olmasından da söyleşide bahsetti: “Bugün birçok sahtelik kategorisi, taklit ettiği hakikati dava edebilir özgüvene sahip, Türkiye’de ve dünyada. Çok acayip bir şey değil mi bu? Aşk romanları, gerçek aşk romanlarını dava edebilir bugün, taklit ettikleri şeyi. Dürüst siyaseti, dürüst siyaset söylemine inandırmış politik figürler dava edebilir durumdadır bugün. Büyük şairleri sahte ve parıltılarıyla sahtekarca şişmiş şairler, gerçek şairleri dava edebilir, mahkum edebilir. Kamuoyu, buna çok müsait hâle geldi mesela Chesterton’dan (Gilbert Keith) sonra. Demek ki 110 senede bu olmuş. Şimdi buna benzer bir şey de var evet benim romanımda. Fakat, metnin tarafını tutan bir şey bu. Evet, aşık ne kadar büyük olursa olsun yazamıyorsa o mektubu, bir önemi yok. Onun da zaten bir önemi olmadığı ortaya çıkacak. Esas olan o mektubu yazabilenin yüreğidir. Aşk orada gerçekleşir. Yoksa güçle, apoletle, şunla, bununla değil. O yüzden bir subayı aşık ettik zaten.”
SELAHATTİN YUSUF KİMDİR?
1974 yılında Trabzon'da doğdu. 1991 yılında A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. SBF'de edebiyat ve felsefe ağırlıklı yayın yapan bir okul dergisi olan Mekteb-i Mülkiye'yi dört yıl boyunca arkadaşlarıyla birlikte çıkardı. İlk şiirleri ve denemeleri bu dergide çıktı.
Okuldan 1997 yılında mezun oldu. Aynı yıl Dergâh Yayınları tarafından haftalık olarak yayınlanan Ülke dergisinde kısa bir süre kültür-sanat kritikleri yazdı.