PEYAM-İ GARB'IN ŞUBAT AYI PROGRAMINDA ALEV ALATLI'NIN SUÇ ORTAĞI HOLLYWOOD KİTABI KONUŞULDU
Aykut Ertuğrul’un sunumu ve Nabi Avcı’nın katılımıyla her ay bir kitaptan hareketle kültür ve sanat üzerine söyleşilen Peyam-i Garb programı Zeytinburnu Kültür Sanat’ta devam ediyor. 13 Şubat akşamı saat 19.30’da yapılan programda, söyleşinin hareket noktası, bu ay içerisinde kaybettiğimiz önemli düşünce insanlarımızdan Alev Alatlı’nın, Suç Ortağı Hollywood kitabı oldu.
HAZAN MEVSİMİ GİBİ OLDU
Aykut Ertuğrul moderatörlüğünde başlayan söyleşinin başında, aynı zamanda Alev Alatlı’nınyakın arkadaşı olan Nabi Avcı, Alatlı hakkındaki düşüncelerini anlattı. Şubat ayında kaybettiğimiz bilim ve düşünce insanlarımız nedeniyle Nabi Avcı, “Bu son, bir hafta on gün veya on beş gün, doğrusu biraz hazan mevsimi gibi de oldu. Alev Alatlı’yı uğurladık. Orhan Türkdoğan Hoca rahmete kavuştu. Bugün de, belki aramızda tanıyan arkadaşlarımız olabilir, Üstün İnanç, adı pek duyulmamıştır ama Üstün İnan. Bey de Allah rahmet eylesin, tiyatro üzerine, hem tiyatro düşüncesi üzerine hem de pratiği üzerine bizim gençliğimizde tanıdığımız belli bir camiada az sayıdaki insandan biriydi. Allah gani gani rahmet eylesin hepsine. Alev Hanım’a da Orhan Türkdoğan Hoca’ya da Üstün İnanç’a da Allah rahmet eylesin.” sözlerini söyledi.
ÇOK SORAN, ARAŞTIRAN VE KENDİNE GÖRE CEVAPLAR ÜRETEN BİR TARAFI VARDI
Nabi Avcı, söyleşinin devamında Alev Alatlı hakkında düşüncelerini ise şu sözlerle ifade etti: “Şimdi Alev Alatlı, vefatından önce de sonra da çok tartışılan bir yazar oldu. Bence en önemli ve en takdire şayan özelliklerinden biri de çok çalışkan bir insandı. Zaten, yazdıklarını, çevirdiklerini üst üste koyduğunuz zaman belki kendi boyuna ulaşacak kadar velud bir yazı hayatı veya yazarlık kariyeri oldu. Doğrusu, ben bile bu kadar yakın olmamıza rağmen bazı kitaplarını henüz okumadım. Ama, niye okumadım? Sadece hacim olarak değil aynı zamanda her birinin bir ön hazırlık da gerektirdiği için. Yani Schöredinger’in Kedisi’ni rahat rahat okuyabilmek için diyelim kuantum üzerine önceden bir şeyler okumuş olmak filan gerektiği gibi ön hazırlıklara ihtiyaç duyan bir tarafı vardı onun yazdıklarının. Bu çalışkanlığı ve bir de ilgisinin genişliği… Yani kuantum fiziğinden Rus aydınlanmasına veya Rus milliyetçiliğine, efendim işte Türkiye’de yaşanan toplumsal dönüşümlere varıncaya kadar pek çok alanda bazıları o güne kadar sorulmamış soruları sorması… Ha verdiği cevapları tartışabilirsiniz, o sorulara böyle değil de şöyle cevap verilse daha mı iyi oluru tartışabilirsiniz ama benim hep yazarlar ve düşünürler için önemsediğim şeylerden birisi soru sorması. Daha önce sorulmamış olan soruları veya daha önce sorulmuş ama o şekilde sorulduğu için belki yanlış konumlanmış veya eksik konumlanmış bazı şeyleri yeni formülasyonlarla sormuş olması, sormayı düşünmüş olması önemli bir meziyetti. Yani çok soran, araştıran ve kendine göre cevaplar üreten bir tarafı vardı. Allah gani gani rahmet eylesin.”
Düşünceden edebiyata, tarihten modern sanatlara birçok konunun konuşulduğu program, saat 20.45’te son buldu.