MİMARLIK VE YAŞAM SÖYLEŞİLERİ'NİN ŞUBAT AYI KONUĞU HASAN EREN ULU OLDU
Dr. Olcay Aydemir’in sunumuyla Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri Zeytinburnu Kültür Sanat’ta devam ediyor. 6 Şubat akşamı saat 19.30’da başlayan şubat ayı söyleşisinin konuğu Hasan Eren Ulu oldu.
TAKINTILARIMIZ DAHİ KÜLTÜRÜN İÇERİSİNDE
Mimarlık ve İnsan Bağlamında İnsan İnşa Etmek üzerine yapılan söyleşi saat 19.30’da başladı. Programın başında moderatörDr. Olcay Aydemirve programın konuğuHasan Eren Ulu,geçtiğimiz yıl yaşanan Kahramanmaraş depremlerinin yıl dönümü olması nedeniyle üzüntülerini ifade etti. Ardından başlayan söyleşideHasan Eren Ulu, “İstanbul’u tanımayı seçtim. İstanbul’u tanımaya başladım. Keşfetmeye, görmeye, anlamaya çalıştım. Ha nedir, Yahya Kemal’in peşine düştüm kimi zaman. Kimi zaman Boğaziçi yalılarının ardına düştüm. Kimi zaman insan dedim, o insan dediğimiz kişiler kimler? Bunların bir kısmı yazar, gazeteci ve geçmişte yaşamış mimarlar. Onların her birini tek tek çalışınca, evet, dedim, buradan bir şey inşa edilebilir. Çünkü, bizim yaşadığımız dönemde, şu anda da zaten temel olarak gördüğüm eksiklik o, rol model olarak karşımıza koyabileceğimiz insanlar, gençler, ne yazık ki çok az. Gençler için daha doğrusu, büyüklerimiz çok az. Olanları yeterince tanıtamıyoruz. Tanıtmak için gayret sarf etmek zorundayız. Ama biz, şu yolu tercih ediyoruz: Karşımızdaki genci, bilgiye doyurmak, bilgiyle yoğurmak. Evet, bu önemli ama kültür, bir tanıdığımın sözüyle, hayatımızda yapıp ettiğimiz her şey. Takıntılarımız dahi kültürün içerisinde.” insan inşa etmede gördüğü eksikliklere dair düşüncelerini aktardı.
KRALLAR, KRALİÇELER, BEN İSTANBUL’A BİR BAKIŞIMI KRALLIĞA, KRALİÇELİĞE, O TACA DEĞİŞMEZDİM
Söyleşide Hasan Eren Ulu, Üsküdar’ın ve İstanbul’un dünü ve bugününe dair düşüncelerini şu sözlerle aktardı: “Ben Üsküdar’da yaşıyorum o yüzden Üsküdar biraz kanayan yaram. Üsküdar’ı çok seviyorum. Neden? Çünkü oradaki insan profili benim yetişmemde, hamurumun yoğrulmasında çok etkili olmuş. Ama bazen çok garip ısrarlar oluyor. Nedir? Üsküdar, doku itibariyle yoğun insan nüfusunun yaşadığı bir yerleşim yeri, kabul ediyorum. Bununla birlikte, bundan yüz, yüz elli yıl önceki fotoğraflarına, gravürlerine baktığımızda Üsküdar’ın, biz diyoruz ki evet, burası bir Osmanlı şehri, bir İstanbul’dan bahsediyoruz. Misal, Edmondo de Amicis var, İstanbul’u ilk gördüğünde tepkisi şu oluyor, ‘Krallar, kraliçeler, ben İstanbul’a bir bakışımı krallığa, kraliçeliğe, o taca değişmezdim.’ Çünkü, gördüğü o manzara hakikaten o pitoresk dedikleri ve bir tarihin içinden süzülerek yıllar, yıllar, yıllar, asırlar, asırlar, asırlar uğraşılmış ve ortaya çıkarılmış bir manzara.”
Program, izleyicilerden gelen soruların yanıtlanması ile son buldu.