MURAT D. ÇEKİN, “KAZLIÇEŞME SANAT KONUŞMALARI” SÖYLEŞİ PROGRAMINDA HASAN KAÇAN’I AĞIRLADI
Murat D. Çekin’in sunduğu “Kazlıçeşme Sanat Konuşmaları” söyleşilerinin bu ayki konuğu Hasan Kaçan’dı. Karikatürist, senarist, oyuncu, yapımcı, yönetmen olarak pek çok ürüne imza atmış olan sanatçı Kaçan’la mizah sanatının incelikleri üzerine bir sohbet gerçekleşti.
Hasan Kaçan, mizahın ailesindeki yeri hakkında şunları söyledi:
“Mizah rahmetli amcamda ciddi manada vardı. Annemde de vardır. Allah sağlık sıhhat versin, onlar amcamla Hacivat Karagöz gibi atışırlardı. Matrak bir atışmaydı o. Amcam babamla ortak çalıştıkları berberde başından geçen olayları süsleyerek anlatırdı. Amerika’ya nasıl gittiğini, Kızılderililerle nasıl karşılaştığını, Sovyetlere gidip içlerine nasıl sızdığını anlatırdı. Karaköy’de ya da Sarayburnu’nda yabancı ismi olan gemide fotoğraf çektirip ‘Bakın ispatı da bu.’ diyerek Sovyetler’e sızdığından bahsederdi. İnsanlar onu dinlemek için tıraş olmuyorlardı. Babamın işi bitiyor, amcamın müşteri kuyruğu oluyordu. Ben de amcamın anlattığı hikayelere hayranlık duyardım.”
Hasan Kaçan, hayatının önemli dönüm noktalarından olan Oğuz Aral’la tanışma sürecini anlattı:
“Rahmetli Ayhan Başoğlu beni çizgi romandan karikatüre, Oğuz Aral’a yönlendirdi. Oğuz Aral’la görüşmeye giderken kısa pantolonlu, okul üniformalı bir çocuktum. Ortaokul son sınıftaydım sanırım. Gittiğimde kapıda bir görevli vardı. Ona karikatür çizdiğimi, Aral’la görüşmek istediğimi kendimden emin bir şekilde söyleyince sırada bir sürü sanatçı olmasına rağmen ‘çaktırmadan yukarı çık.’ dedi. Pala bıyıklı, zayıf, bacak bacak üstüne atmış, gözlüklü, çatık kaşlı bir adamdı Oğuz Aral. Çizgilerimi gösterdim ona. ‘Bunlardan bir numara olmaz, git mektebini oku’ dedi. Ama ben çıkarken bana karikatür için gerekli olan bir sürü malzeme verdi. Ben de Kayseriliyim, benden bir şey olmazsa bunları bana niye verdi diye döşündüm. Kapıdan kovdu, bacadan girdim. En son dedi ki ‘Senden kurtulamayacağız Kayserili’ deyip bana çıraklık teklif etti. O günden sonra hem Oğuz Aral’ın çırağı oldum hem de amatör köşesinde çizgilerim yayımlanmaya başladı. Yayımlanan her dergiden on tane falan alıp akrabalara dağıtırdım.”
Gençlere alan açmanın ve onları baskı altında tutmamanın öneminden bahseden Kaçan, düşüncelerini şöyle açıkladı:
“Bizim kültürümüzde zaten var olan zarafeti ön plana çıkarabilirsek ve onu yaşatabilme şansına sahip olursak o bile yeter artar diye düşünüyorum. Bizden sonra gelecek olan gençlere de bir alan bırakalım istiyoruz. Çünkü maalesef ‘Benim düşündüğüm gibi düşüneceksin, benim söylediğim gibi söyleyeceksin, dünyaya benim baktığım gibi bakacaksın. Yoksa sana bu mecrada hayat hakkı tanımam.’ baskısı var. Olumsuz da düşünseler ona katılmak mecburiyetindeler bu sanat dalında kalabilmek için. Bizse vakfımızda alanlar açalım, herkes gönlüne göre davransın istiyoruz.”