MİMARLIK VE YAŞAM SÖYLEŞİLERİ'NİN ARALIK AYI KONUĞU CELÂLEDDİN ÇELİK OLDU
Dr. Olcay Aydemir’in sunumuyla Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri Zeytinburnu Kültür Sanat’ta devam ediyor. 10 Ocak akşamı saat 19.30’da başlayan sezonun üçüncü programında konuk Mimar Celâleddin Çelik oldu.
“ZEYTİNBURNU’NUN KÜLTÜR FAALİYETLERİ İLE ÖNE ÇIKMASI TESADÜFİ DEĞİL”
Zeytinburnu’nda ve İstanbul’un farklı muhitlerinde devam eden projelerinden bahseden Celâleddin Çelik: “Aslında şundan bahsetmek lazım; bizim Zeytinburnu’nda faaliyetler, ufak tefek mimarî çabalarımız devam ediyor. Bu, şununla da ilişkili; bizim mesleğimiz tabiatı itibarıyla belli bir tasarım kültürüne sahip işverenle ortak yürütülebilen bir şey. Zeytinburnu bu açıdan özel bir yer. Yani Zeytinburnu’nun İstanbul’un ilçeleri arasında kültür faaliyetleri ile öne çıkması da tesadüfi değil. Onun için mimari tasarımı dert edip işte burada bizimle çalışmayı tercih etmesi de tesadüf değil. Bunun için Zeytinburnu’nda birkaç noktada biz çok zevkle, çok emek vererek işler yaptık.” Zeytinburnu’nda çalışmanın bir mimar açısından önemine değindi.
Çelik, konuşmasında Kazlıçeşme Sanat kompleksinin inşaatı, buradan çıkarılan mozaik sebebiyle müzeye dönüştürülmesi, Merkezefendi Fırını’nın yenilenmesi, Yedikule Hisarı’nın restorasyon çalışmaları hakkında da bilgi verdi.
“İSTANBUL’DA OLMAK ÇOK ÖZEL BİR ÇABA GEREKTİRİYOR”
Olcay Aydemir’in “İstanbul’da mimar olmak nasıl?” sorusuna Celâleddin Çelik şu şekilde cevap verdi: “İstanbul’da bir şehirli olmayı çok seviyorum. İstanbul’da olmayı çok seviyorum temelde. Mimar olmak da işin ayrı bir tarafı. Yani İstanbul’da olmak çok özel bir çaba, çok özel bir fedakarlık gerektiriyor. Çünkü, ben bunu başka zamanlarda da tekrar ettim, İstanbul çok da sevecen davranmıyor kendi hemşehrilerine. Yani burada çok bizi böyle şuradan yaya olarak sokağa çıktığımız zaman çok da kucaklayıcı bir fiziksel çevre yok burada. Burada barınmak, burada hayatı devam ettirmek için ciddi bir çaba sarf etmek, ciddi bir fedakarlıkta bulunmak gerektiğini düşünüyorum. Bu, İstanbul’u çok seven biri olarak benim en büyük şikayetim ve en büyük yaram aslında. Yani İstanbul’da olmanın çok daha kucaklayıcı olmasını arzu ederdim. Ancak biz burada yaşamayı seviyoruz, ben kendi adıma burada olmayı seviyorum. Burada iş yapmakla beraber biz yurt dışında da çeşitli projeler yürütüyoruz, Anadolu’da da çeşitli projeler yürütüyoruz. Bunlara nazaran İstanbul’da mimarlık yapmak nasıl derseniz, yine aynı fedakarlık ve aynı zorlukları burada da yaşıyoruz. Ve bütün bu zorluklara, bütün bu paçadan aşağı çekmelere rağmen bu hâlâ cazip geliyor bize. Aynı İstanbul’da yaşamak gibi. Yeni bir şey ortaya koymaya çalışan bir mimar, yani üstünde zihin yorup, yaptığım işe bir değer katmaya çalışayım diye odaklanarak bir şey yapmaya çalışan bir mimarın çok da taltif edildiği bir ortam yok. Bunu söylemek lazım.”
Program izleyicilerden gelen soruların yanıtlanması ve fotoğraf çekimiyle son buldu.
CELÂLEDDİN ÇELİK KİMDİR?
(1982) Mimar, müzisyen.
Kadıköy Anadolu Lisesi'nden mezun oldu, Mimar Sinan Üniversitesi'nde mimarlık eğitimini tamamladı.
TRT Haber'de yayınlanan Gelenekten Geleceğe programını hazırlayıp sunmuştur. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nde mimarî proje dersleri vermektedir. Atatürk Kültür Merkezi Sanat Danışma Kurulu üyesidir. Çeşitli yarışmalarda ödüller aldı. Mimarlık hayatına 2013'te kurduğu NUN | Architecture & Design'da devam ediyor.