İsmail Kara: Türkiye' de ahlâk konusu üzerinde duran tek mütedeyyin Nurettin Topçu' dur.
Prof. Dr. İsmail Kara, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde ayda bir kez gerçekleştirdiği “Çağdaş İslam Düşüncesi” seminerinin Nisan ayı dersinde çağdaş İslam düşüncesinin önemli bir alanı olan “ahlâk” konusunu anlattı. Türkiye’de ahlak alanında çalışmaların zayıflığından şikâyet eden İsmail Kara; üniversitelerin, yazarların ahlak alanında çalışmalarının neredeyse yok sayılacak düzeyde olduğunu söyledi.
abortion pills online abortion pill where can i get the abortion pill online Prof. Dr. İsmail Kara, Çağdaş İslam Düşüncesi’nde ahlâk kavramına giriş olarak günümüzde ahlâk kavramının işleyişini ve bugünkü örneklerini anlattı: “Türkiye’de ahlâk üzerine yapılan çalışmaları görmek için internete girip ahlak adına kaç kitap var bakmanız yeterli. Manzaramız budur. Hâlbuki Batı Avrupa’da bu konuda birçok eser mevcuttur. Batı Avrupa’da bu meselenin yükseliş sebebi II. Dünya Savaşı’ndaki kıyımdır. Kant gibi düşünürlerin insan merkezli laik ahlâkın kurulabileceği ve bunun işleyeceği yönünde kuvvetli fikirleri ve çabasına rağmen II. Dünya Savaşı’nda ahlâk çökünce; laik ahlâkı inşa edemediğini fark eden Batı Avrupa, savaştan hemen sonra ahlâk meselesini çok farklı mezheplere mensup insanlar eline tartışmaya açmıştır.” “Bugün bizim ülkemizde oturup günlük gazetelere baktığımızda ahlâktan çok az bahsedildiğini göreceksiniz. Muhafazakâr, mütedeyyin, İslamcı kesimin çıkardığı gazetelerde de kayda değer bir frekans farkı da göremiyoruz. Türkiye’de ahlâk konusu üzerinde duran bir tek mütedeyyin yetişmiştir, o da Nurettin Topçu’dur. Hatta o da, mütedeyyin, ehl-i tarik, pozitif bilimlere uğraşan mühendis grubu tarafından olumsuz bahsedilen, ’40 yıllık ahlâk davası’ diyerek hafif istihza ile anılması düşündürücüdür.” “Dini ahlâktan başlayın, iş ahlâkıyla devam edin, siyasi ahlâktan çıkın; bugün Türkiye’nin çok ciddi bir ahlâk problemi vardır. 1950’lerden beri muhafazakârlar tarafından idare edildiğimiz halde ahlâk meselesi hiç konuşulan bir mesele değildir. Çok ciddi ahlaki meselelerimiz olmasına rağmen, ahlâk hiç konuşulmuyor. Bu da gerçek meselelerimizin konuşulmadığının bir göstergesidir. İleride tarihçiler 2000’li yıllarda ahlâk problemi var mıydı meselesini yayınlanan kitaplar üzerinden ölçecek olurlarsa, Türkiye’de bu tarihlerde ahlâk problemi yokmuş diyebilirler. Çünkü yazarlarımız bu konuyla ilgilenmiyor, üniversitelerimiz ciddi çalışmalar yapmıyor.” Günümüz ahlâk çalışmalarından sonra Çağdaş İslam Düşüncesi içerisinde ahlâk kavramına değinen Kara, özellikle hayâ kavramı üzerinde durdu ve dinleyicilerine hayâ ile ilgili ilginç bir de soru sordu: “Hayâ kelimesi ahlâkın değişimini vurgulamak için çok mühim bir kelimedir. Bugün maalesef dindar kesimde önemsenmediğini görüyoruz. Her hangi birine şu soruyu sorduğumuzda aldığımız cevap meseleyi özetler: Utangaç ve sıkılgan bir insan mı olmak istersiniz yoksa utangaç, sıkılgan olmayan biri mi olmak istersiniz? Bugün insanlar utanmanın iyi bir şey olmadığını düşünüyor. Utanmayan insan mı iyidir? Utanan insan olmak mı? Bunun üzerinde çokça düşünmeliyiz.” Prof. Dr. İsmail Kara, Mayıs ayında gerçekleşecek seminerinde ahlâk düşüncesinin değişmesi ve dönüşmesini anlatacak.