Canan Barlas: Kürt ve Türk kadınlar barış istiyor.
Yazar Canan Barlas, Zeytinburnu Belediyesi’nin Star Gazetesi yazarı Sibel Eraslan’ın sunumuyla düzenlediği “Çözüm Sürecinde Kadının Rolü” söyleşisine konuk oldu. Çözüm sürecinde Doğu’nun bir çok iline gittiğini söyleyen Barlas; Mahsun Kırmızıgül’e ait Güneşi Gördüm filmini orada canlı olarak gördüğünü söyleyerek; oğullarının ikisini dağda, ikisini orduda kaybeden annenin dramını anlattı.
online purchase abortion pill read here how to order the abortion pill online Söyleşi; Sibel Eraslan’ın Barlas’a “Sizinle Van, Iğdır, Ardahan, Kars’a birlikte yolculuk yaptık. Çözüm sürecinden ümitvar mısınız? Bir kadın olarak barış sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuyla başladı. Akil insanlarda bölgeye gittiğinde, ummadığı bir misafirperverlik ve samimiyetle karşılaştığın belirten Canan Barlas bölgede gördüklerini şu sözlerle özetledi: “Çözüm Süreci Türkiye’nin insan haklarına artık önem verdiğini gösteren bir ileri demokrasi projesiydi. Bugün de devam ediyor. Kürt barışı, bir Ortadoğu projesinin başlangıcı olarak da ele alınabilir. Mısır, Suriye gibi ülkelerde yaşanan diktatörlüklere bakmak gerekir. Türkiye’de barışın başarılması doğuda ve kuzeyde yaşayanların zenginleşmesinin, bunun Kuzey Irak’la yürümesinin birilerini rahatsız ettiği bir gerçek. Ülkemizde yaşanan son olaylarla bunu görüyoruz. Gezi süreci ile projeyi baltalama girişimi başladı. Bu başarıyı Ak Parti’ye kaptırmak istemeyen partiler de hemen devreye girdi. Bugün Türkiye’nin bölgede güçlenmesini istemeyen dış güçlerin de devreye girdiğini görüyoruz. Ben yine de bütün bu olanlara rağmen bölgede yaşadıklarım ve gördüklerimden sonra bu barışın devam edeceğini düşünüyorum ve son derece ümitvarım.” “Bölgeye gittiğimde Kürt halkının ne kadar gelişmiş bir halk olduğunu gördüm. Özellikle 90’lı yıllarda bölgede kadınlar üzerinden çok büyük trajediler yaşanmış. Karşılaştığım kadınlar çocuklarının ölmesini istemediklerini, özerklik, ayrılık istemediklerini söylüyorlardı bizlere. Biz Türkiyeliyiz diyorlardı. Kürt kadınlar büyük acılar yaşamışlar. Eşleri Kürtçe konuştu diye hapse girmiş, evlatları ölmüş. Öyle bir hayat yaşamışlar ki, onlarla bir araya geldiğimde batıdan gitmiş bir kadın olarak kendimde büyük eksiklikler gördüm, utandım. Yaptığımız her toplantıda en güzel kıyafetlerini giyinip geliyorlardı. Kim olduğumuzu hiç sorgulamadılar. Bize barış elçisi diyorlardı. Gittiğimiz evlerde acılarına rağmen yüzleri gülüyor, bize ikramlarda bulunuyorlardı. Gittiğim bir evde Mahsun Kırmızıgül’ün Güneşe Karşı filminin canlı halini gördüm. Duvarında ikisi dağda, ikisi orduda ölmüş çocuklarının resmini asmış, çekyatta oturmuş hepsine ağlayan bir anne ile karşılaştım. Çok acı bir manzaraydı. Çözüm Süreci bu trajedileri görünce benim için çok büyük anlam kazandı. Kürt ve Türk kadınlar barış istiyor. Her iki taraftaki annelerin bu acıları yaşamasına bir daha izin vermemek lazım.”