Özburun: "Günümüzde terbiyenin sadece hayvanlara verildiği sanılıyor."
Sosyolog yazar Yusuf Özkan Özburun, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiği ve her ay dinleyicilerine İslam Coğrafyasının mühim eserlerini tanıttığı Kırk Ambar Kitap Okumaları seminerinde Nisan ayında 2009 yılında elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. İbrahim Canan’ın Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye kitabını anlattı.
buy cytotec for 24 week abortion abortion pill online purchase abortion pill Tuğra Neşriyat’tan yayımlanmış Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye kitabındaki bilgilerin günümüz ailelerine çocuklarını yetiştirmede çok büyük fayda sağlayacağını belirterek konuşmasına başlayan Özburun, terbiye kavramı hakkında dinleyicilerine detaylı bilgiler verdi. “Terbiyenin sadece hayvanlara uygulandığı sanılıyor.” “Terbiye kelimesi günümüzde neredeyse kaybedilmiş bir kelime. Hatta insanlara terbiyeden bahsettiğinizde, terbiyenin sadece hayvanlara uygulanan bir şey olduğunu sanıyorlar, tepki veriyorlar. Talim ve terbiye bizim çok eski iki kavramımızdır. Talim ilimde soyut olan bir davranışı pratiğe taşımaktır. Terbiye ise Kur’an’i bir kavramdır. Allah’ın rububiyetinin insanda bir izi, işaretidir. Allah’ın insanları terbiye etme biçimi ise tedricidir, yani aşamalı, adım adım. Terbiyenin ilk anlamı; aşamalı olarak bir duygunun, düşüncenin inşa edilmesi demektir. İkinci anlamı ise sahiplik manasına gelir. Mesela bir tarlanın sahibi kimse, tarlanın üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabilir. Terbiye edicilik bir şeye sahip olmak ve onun üzerinde tasarrufu olma hakkıdır. Allah’ta bizim sahibimizdir ve bizim üzerimizde tasarrufu vardır. Başımıza gelen olaylar karşısında şu neden böyle oldu, bu neden şöyle oldu deme hakkımız yoktur.” “İslam’da anne ve babanın çocuğu üzerinde tasarrufta bulunma hakkı vardır.” “İslam’da anne ve babanın da çocuğun sahibi olduğu için üzerinde tasarrufta bulunma hakkı vardır. Onun için bir takım kararlar alabilir, bazı kararları geri çekebilir. Özellikle 15 yaşına kadar terbiye hususuna eğilmelidir. 15 yaşından sonra ise telkin dönemine geçmeli, çocuğa tam bir özgürlük vermeden, iradesini sıfırlamadan, onun hayatını şekillendirmelidir. 17 yaşlarından sonra ise tebliğ dönemi başlamalıdır. Hakkı ve sabrı tavsiye ederek çocuklarına bunu böyle yapmalısın, tabii sen bilirsin şeklinde danışmanlık yapmalıdır. Terbiye, talim ve tebliğ çocukların kendi kararlarını alacak yetişkinler olduğunda bir şahsiyet sahibi olmaları için uygulanmalıdır.”