ZKS’DE GERÇEKLEŞEN “BİZE ŞAİRDEN BAHSET” SÖYLEŞİ PROGRAMINA MUSA GÜNERİGÖK KONUK OLDU
10 Mayıs'ta ZKS’de gerçekleşen “Bize Şairden Bahset” söyleşi programına Musa Günerigök konuk oldu. Zeynep Arkan’ın sunduğu söyleşi programında; Musa Günerigök’ün şiir serüveni üzerine konuşuldu. Günerigök, Türk şiiri üzerine düşüncelerini paylaştı.
Musa Günerigök, klasik kültürle erken yaşta tanışmış olmasının şiir hakkında düşünürken ona fayda sağladığını söyledi:
“Bizi eski edebiyata çok fazla aşina kılmıştı öğretmenimiz. Çok fazla eski edebiyatla iç içeydik. O zamanlar bunun yanlış bir şey olduğunu düşündüm. Eski edebiyata bu kadar yoğun maruz kalmak yanlış olabilir miydi? Ama hayır. Şimdi düşünüyorum, aslında benim Türk edebiyatıyla, Türk şiiriyle ilgili yaptığım bütün yorumlar klasik kültürü çok erken yaşta tanımış olmamın avantajıyla yapıldı. Bir metnin yerini tespit ederken, bir değişimi, dönüşümü, sürerliliği, kesintiyi fark ederken lisede aldığım eğitimin başat bir yerde durduğunu görüyorum.
Şiirin Dönüşümü Üzerine
Musa Günerigök, Türk şiirinin sürekli değiştiğini ama son dönemde ileriye doğru bir atılım göstermediğini öne sürdü:
“Ben 2007 yılından beri şiir dergilerini takip ediyorum. O yıldan beri yazılan şiir yönsemelerini az çok biliyorum. Hangi dönemde hangi eğilimler baskın geldi, sonra hangileri gölgede kaldılar? Bunları az çok görebiliyorum ve biraz da şaşırıyorum. İki yılda bir şiir değişiyor artık. Değişen şiir şu. Birisinin belli bir sese kavuşması ve sonra kendi şiirini derinleştirmesinden bahsetmiyorum. Dergicilik yapanlar da bilirler ki belli dönemlerde şiirlerde böyle ana akım birtakım etkilenimler vardır. Bir dönem Ergin Günçe sesi çoğaltılır, bir dönem Turgut Uyar, bir dönem İsmet Özel. Bir dönem bütün bunlarla bağlantısı olmayan bir şiir ön plana çıkar. 2007 yılından bu yana şiirin çok fazla değiştiğini ama şiirimizin ileriye doğru bir atılım göstermediğini düşünüyorum. Muhammed Sarı ile bunu konuşurken o liberal zamanlarda şiirin öne değil, yana doğru bir yayılım gösterdiğini söylemişti. Bir şiir ile diğeri arasında biraz doz, biraz duyarlılık farkı vardır. Ama temelde ortak bir paydada buluşurlar.”
Kendi Yolunu Takip Eden Şairler Üzerine
Musa Günerigök, şairlerin kendi müfredatlarını kurabildikleri ölçüde kalıcı olabileceğini vurguladı:
“Kendi müfredatını kurabilen şairler geleceğe kalacak. Ahmet Haşim vurgusunu bunun içi yapıyorum. Haşim’in hayatına baktığımızda 1922 yılında gayet soyut, estetik konuları yazmış olduğunu gördüm. Memleket yanmış ama sen sanat meselesini, güzellik anlayışını tartışıyorsun. Kendi müfredatını kurabilmeyi, derinleştirmeyi önemsiyorum. Böyle şairler bizim için daha kıymetli oluyor. Mesela Lale Müldür de bu şairlerden birisi. Hep kendi şiirini sürdürdü. Kamuoyunun beklentisini, okur kitlesini hesaba katarak yazdığını düşünmüyorum. Çok kendine dönük bir şiiri var ama aynı zamanda mesela Kuzey Defterleri’nde o kendine dönüklük dünya tarihine açılıyor.”