"FAHREDDİN PAŞA VE MEDİNE MÜDAFAASI NEDEN FİLM OLMALI" SÖYLEŞİSİ KAZLIÇEŞME SANAT'TA YAPILDI
Zeytinburnu’nun önemli kültür mekânlarından Kazlıçeşme Sanat büyük bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Medine Müdafii Fahreddin Paşa’nın çektiği fotoğraflardan oluşan “Öncü Bir Fotoğrafçı, Fahreddin Paşa, Medine Müdafii” sergisi, Fahreddin Paşa’nın az bilinen bir özelliğini, fotoğrafçılığını, ön plana çıkarıyor. Bu sergi kapsamında, serginin küratörü Ömer Faruk Şerifoğlu, “Fahreddin Paşa ve Medine Müdafaası Neden Film Olmalı?” başlıklı söyleşide senarist Ozan Bodur’u ağırladı. Kazlıçeşme Sanat’ta 13 Aralık Çarşamba akşamı Öncü Bir Fotoğrafçı, Fahreddin Paşa, Medine Müdafii sergisinin küratörü Ömer Faruk Şerifoğlu, Senarist İsmet Arasan ve Senarist Ozan Bodur ile Fahreddin Paşa ve Medine Müdafaası Neden Film Olmalı başlıklı bir söyleşi düzenledi.
KARŞIMDA TÜRK SİNEMASININ KURUCUSU USTALAR VARDI
Programın ilk bölümünde Senarist İsmet Arasan Metin Erksan ve Türk sinemasının diğer öncülerinin yerini şu sözlerle anlattı: “Hayatta gerçek ilişkiler ve insanın kendini yeryüzünde gerçekten hissettiği anlar, ortak heyecanlarda buluştuğumuz anlardır. Ben, 1979 Mimar Sinan Sinema Televizyon Enstitüsüne bir öğrenci olarak girdiğimde karşımda Türk sinemasının kurucusu ustalar vardı, uygulamalı dersler veriyorlardı. Ömer Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu, Sami Şekeroğlu, İlhan Arakon ve Metin Erksan gibi. Süha Arın da sonra bir ara katıldı. Ve diğer hocalarımız, hepsi bize emekleriyle bize yollar açtılar ve bizleri bugüne taşıyan şerbeti içirdiler.”
TÜRK SİNEMASINA GÖNÜL VERMİŞ VE MİLLÎ SİNEMA DAMARINI DEVAM ETTİREN BİRKAÇ SANAT ADAMININ HAYALİ
Programın ikinci kısmında Senarist Ozan Bodur’la Fahreddin Paşa ile sinema ilişkisi konuşuldu. Ozan Bodur; “Fahreddin Paşa meselesi, Fahreddin Paşa’nın bir filme dökülmesi veya Fahreddin Paşa’nın bir diziye dökülmesi aslında Türk sinemasına gönül vermiş ve millî sinema damarını bir bağlamda devam ettiren birkaç sanat adamının hayali aslında. Rus edebiyatında bu çok bilinen, Gogol’ün Palto eserini işaret ederek, “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık.” ifadesi meşhurdur, maruftur. Biz de özellikle 90’lı, 95’li yıllardan sonra hani böyle milliyetçi, mukaddesatçı senaristler gün geçtikçe çoğalıyor, bu senaristlere yolbaşçılık yapan da Allah gani gani rahmet etsin Ömer Lütfi Mete, böyle bir yolbaşçılık yaptı, bu millete dair hikâyelerin mutlaka inkişaf etmesi gerektiğini, bu millete dair hikâyelerin ön plana alınmasını, bunları da yazması gereken birilerinin mutlaka olduğunu vesaire bizi aslında yapıtlarıyla ön plana çıkardı. Ve Ömer Abi’nin de bir Medine Müdafaası senaryosu varmış. Biz de bunu bu çalışmaların nihayetinde öğrendik. Ve bunun varlığı da aslında bize şöyle geliyor; biz diyoruz ki evet, bu millete gönül vermiş, bu milletle yürek frekansını kurmuş adamlar nihayetinde buraya dönüyor ve burada bir eşik taşı var Medine Müdafaası ile alakalı. Meseleyi buradan ele aldığımız zaman akla şöyle bir soru geliyor, diyorsun ki ne var bu Medine Müdafaası’nda? Hani bu kadar efsanevi adamlar, yani Mehmet Akif millî şair, hayıflanıyor, hayatındaki en büyük belki de üzüntülerinden bir tanesi, bir defa bile Fahreddin Paşa ile görüşememek kendisinin. Ondan sonra hani bir Medine Müdafaası destanı yazmamış olmak.” sözleri ile Medine Müdafaası’nı senaryoya dökme idealinin geçmişinden bahsetti.
Programın son kısmında Ozan Bodur ve Ömer Faruk Şerifoğlu, izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.