UYGARLIK TARİHİ SEMİNERLERİNİN İLKİ GERÇEKLEŞTİ
Prof. Dr. İsmail Coşkun’un Zeytinburnu Kültür Sanat’ta başladığı seminer dizisinin ilki 16 Ekim Çarşamba akşamı gerçekleşti. “Bir Disiplin Olarak Uygarlık Tarihinin Öyküsü” konulu ilk konuşma hem uygarlık tarihinin hem de seminer programının niteliğine odaklandı.
Zeytinburnu Kültür Sanat’ın yeni sezonunda Prof. Dr. İsmail Coşkun; uygarlık tarihini farklı meseleler, tarihi dönemler ve medeniyetleri de kapsayan bir konuşma dizisinde ele alacak. Yeni soruları gündeme getirmeyi, yeni pencereler açmayı ve uygarlık tarihini eleştirel bir okumaya tabi tutmayı hedefleyen program sezon boyunca devam edecek. 16 Ekim Çarşamba akşamı saat 19.30’da başlayan ilk seminerde Coşkun, uygarlık tarihi disiplininin kendi öyküsünü ve özelliklerini anlatırken aynı zamanda seminerin gelecek programı hakkında da bilgi verdi.
“Uygarlık tarihi, bir hesaplaşmanın tarihidir.”
Uygarlık tarihi disiplininin Batı’nın kendisiyle hesaplaşmasından doğduğunu söyleyen Prof. Dr. İsmail Coşkun, uygarlık tarihi anlayışının Hıristiyanlığı devre dışı bırakmak amacıyla bazı yöntemler geliştirdiğini aktardı. Gerek “Dünya Dinleri” kavramının ortaya çıkışını, gerek de uluslararası ilişkiler disiplininden kimi perspektifleri örnek göstererek tezini güçlendiren Coşkun, uygarlık tarihinin ilişkili olduğu diğer tarihi olayları ve bakış açılarını da seminer dizisinin ilk programında ele aldı.
“Uygarlık Tarihi, Batı’yı merkeze alır.”
Uygarlık tarihinin Batı’nın merkezde olduğu bir disiplin olarak kurulduğunu söyleyen Coşkun, bugünlerde yaşanan birçok sorunun da bu anlayıştan doğduğunu ifade etti. Dünya tarihinin anlatımında Yunan medeniyetinden başlayıp modern dünyaya uzanmanın problemlerine işaret eden Prof. Dr. İsmail Coşkun; Batı’nın uygarlık tarihi anlayışının birçok medeniyeti dışarıda bıraktığını, bu medeniyetlerin birikimlerini kullanarak dönüştürdüğünü ve kendi zimmetine geçirdiğini vurguladı.