Kudüs'ten İstanbul'a Uzanan Renkler: Sündüs Recebi'nin "Benim Şehirlerim" Sergisi
Kudüslü genç ressam Sündüs Recebi Kudüs ve İstanbul'u tema edindiği resimleriyle Zeytinburnu'nda sanatseverlerle buluşuyor. Zeytinburnu Belediyesinin 2018 yılı ilk sergi faaliyeti kapsamında gerçekleşecek sergi, Yunusemre Enstitüsü işbirliği ile hazırlandı. Küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen'in yaptığı "Benim Şehirlerim" sergisinde sanatçının yaptığı farklı dönem eserlerinden özel bir seçki izleyenlerin beğenisine sunuluyor. 9 Ocak Salı günü 18.30'da açılacak sergide açılışa katılan sanatseverlere Sündüz Recebi'nin resimlerinin yer aldığı katalog takdim edilecek. Sergi 30 Ocak'ta sona eriyor.
Kadim Kudüs'e Genç Yorum “Benim Şehirlerim” projesi altı ay önce gündemimize geldiğinde Kudüs'ü İstanbul’da sanatla gündeme taşıyacak olmanın, iki medeniyet beşiği şehrin genç bir ressamın tuvallerinde buluşacak olmasının heyecanını duydum. Fakat bütün ömrümüz boyunca gündemimize Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı zulümle kazınan makus talih yine nüksetti. Sergi hazırlıklarının sonuna geldiğimizde, ne yazık ki bambaşka bir provokasyonla içimizdeki kanayan yaraya çomak sokulmak istendi. Birleşmiş Milletler'deki hemen hemen tüm ülkelerin ortak tavrıyla kınanan ve reddedilen bu girişim umarım tersine rücu eder ve bu projede olduğu gibi Kudüs’ü sanatla medeniyetle barışla anacağımız günleri getirir. Serginin sanatçısı çiniden restorasyona, fotoğraftan mozaiğe çok yönlü genç bir ressam. Onun resimleri üzerinden Kudüs'ü algılamak ve oradan İstanbul'a uzanmak eminim sanatseverlere özel bir resim deneyimi sunacak. Sündüs Recebi’nin resimlerinde genç yaşta ulaştığı özgün üslubun ileride yapacağı önemli eserlerin habercisi olacağını düşünüyorum. Ben Kudüs'e bu şehirde doğmuş büyümüş genç bir sanatçının dünyasından görme imkânı sunan “Benim Şehirlerim” projesini size takdim ederken Ressam Sündüs Recebi’ye gönülden teşekkür ediyorum. Bu uluslararası sergiye büyük katkıları için Yunus Emre Enstitüsüne, Zeytinburnu Belediye Başkanlığına, kritik yazısını kaleme alan Sayın İsmet Esad’a ve emeği geçen dostlarıma şükranlarımı sunuyorum. Mehmet Lütfi Şen Küratör “Renkler, Kudüs’ten İstanbul'a aktığında” Hepimiz geçmişte olduğu gibi günümüzde de Kudüs ve İstanbul arasındaki kardeşlik ruhunu zaman ve mekân yönünden pekiştiren o kadim bağın bilincindeyiz. Minarelerin, mescitlerin, Sultan Abdülhamid’in ve Hicaz demir yolunun oluşturduğu o bağın bilincindeyiz. Bu resimler mahzun Mescid-i Aksâ’dan Ayasofya’nın yüksek kubbelerine uzanan ruha hayat vererek her gün ve her saat bu simgeleri seven bütün insanların zihinlerinde yaşamaktadır. Sündüs Recebî bir dönemin yeni/eski bir hikâyesini bize yansıtarak hepimizi ruhlarda ve genlerde yaşatmak için gelmiş bulunmaktadır. Bize ataların anlattığı hatıraları renklere dökmektedir. Bu kez ve yeniden Sündüs Recebî resim yoluyla da olsa Kudüs ve İstanbul’un birbiriyle benzerlik arz eden birçok kubbesini, eski evlerin balkonlarını ve kadim yollarını tasvir ederek işgalin yok etmek istediği İslamî kardeşlik bağını canlı tutmayı amaçlamaktadır. Bu genç sanatçının tablolarını izleyenler adeta zamanın bir özetine tanıklık etmiş olur. Hepimizi çok iyi bildiğimiz o duvarlara, aşina olduğumuz kapılara ve içinde ikamet etmemizden fazla içimizde yerleşmiş o evlere doğru sanatsal bir yolculuğa çıkarıyor. Bu deneyimin bir kesitini keskin bir sanat vizyonuyla başarılı bir şekilde bizlere göstermektedir. Birçok levhasında bir kirişin küçük bir bölümünü, büyük bir kapının kenarını veya aşina olduğumuz desenlerle kaplı bir taşı tasvir etmekle yetindiğini görüyoruz. Böyle olmasına rağmen içinde büyük hikmetler barındırmaktadır. Sanatçının aktarmış olduğu bu parçalar konuşan birer kısa öykü veya ondan daha kısa birer kaside mesabesindedir. Genç sanatçı İstanbul’u bizzat görmüş; Kudüs’ün de sokak ve caddelerini tanımış olsa da fotoğrafik tasvirle yetinmemektedir. Bilakis duygu yüklü renklerle yoğun olarak bazen özlemi bazen de acıları bize aktarmaktadır. Çalışmanın bütün unsurlarını önümüze seren bu renk zenginliği, tabloya ruh veren sanatsal bir tecrübeyi yansıtmaktadır. Eşyayla olan bu gizli bağ Kudüs’ün, taş, kapı ve sokaklarının kaderini yansıtan bir tutku ve özlemin ürünüdür. Kuşkusuz bu tecrübe Kudüs’e dair bir şeyler söyleyen birçok sanatçının deneyimine katkıda bulunan bir tuğla mesabesindedir. Sündüs Recebî’nin tecrübesinden söz ederken bizler de duyularımızda yaşatacağımız başka tuğlalar da ekliyoruz. Bunların bir kısmı binbir rengi andırıp uzun gecemizi aydınlatan, diğer bir kısmı da binbir gece boyunca İstanbul’dan Kudüs’e akacak renkler hayat bulsun diye merak kutusunda izlediğimiz ve “gel de seyret acayipliklerini şu zamanın” şeklinde başladığımız hikâyelerden ibarettir. A. İsmet Esad Necah Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sündüs Teysir Zekeriyya Recebî Kimdir? Ressam Sündüs Teysir Zekeriyya Recebî 1991 yılında Kudüs’te doğdu. İlk ve orta öğretimini aynı şehirde tamamladı.Sündüs Teysir Nablus şehrinde Necah Üniversitesi Plastik Sanat Dalında 2009’da başladığı lisans eğitimini 2014 Yılında tamamladı. Üniversiteden mezun olduğu yıl fotoğraf üzerine eğitim alangenç sanatçı 2017 yılında Türkiye’ye geldi ve İznik’te seramik ve çini sanatıüzerine eğitim aldı. Daha sonra Küdüs’e dönen Recebî Kudüs İslamî VakıflarDairesinde Mescid-i Aksa’nın çini ve mozaik restorasyonun da stajını tamamladı. İlkokul yıllarından itibaren resim çalışmaları yapan çok yönlü sanatçı Sündüs Teysir, Plastik Sanatlar Akademisini bitirdikten sonra, sanatçı asistanlığı, sanat öğretmenliği, mozaik restorasyonu alanlarında da çalıştı. Ressam Recebî 2016 yılında Fas’ta düzenlenen ‘Ribat Gençlerin Başkenti’ adlı yarışmada beşincilik ödülü aldı. Çini, mozaik ve resim ağırlıklı çalışmalarını Kudüs’teki kendi atölyesinde sürdüren sanatçı, ilk yurtdışı sergisini Türkiye’de İstanbul Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştiriyor.