Ömer Tuğrul İnançer Hz. Mevlana'nın Köklerini Anlattı
Çağdaş mutasavvıflarımızdan Ömer Tuğrul İnançer, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde Mesnevi Sohbetleri gerçekleştirdi. Mesnev-i Şerif eserinin yazarı Hz. Mevlananın aile köklerinden, maslah adını alışından ve Şems-i Tebrizi ile yakınlığından bahseden İnançeri salonda çoşkulu bir kalabalık dinledi.
Tasavvuf dünyasının önde gelen isimlerinden Ömer Tuğrul İnançer, 19 Aralık Pazartesi akşamı Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Mesnevi Sohbetleri” söyleşisinin konuğu oldu. Mevlana’nın Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) münasebetiyle basında yer alan haberlere ve yapılan yanlışlara değinen İnançer; konuşmasına “Her unvan sahibi kişiyi âlim sanmayın. Ben çok cahil profesör ve çok da unvan taşımayan âlim gördüm.” diyerek başladı.
“Mesnevi Şerifte yazılanlar remil veya yıldız falı değildir. Hz. Mevlana bu mahlası aldığı halde, hiçbir şiirinin bir satırında Mevlana lafı geçmez. Ve bilinenin aksine kendisi Hz. Şems ile karşılaşana kadar da şiir yazmaktaydı. Gökten bir anda inmiş bir insan değildir.” diyen İnançer; Hz. Mevlana’nın Şems ile tanışmadan önceki yaşamı hakkında bilgiler verdi.
İnançer; “Hz. Şems, Hz. Mevlana’nın hayatındaki yegâne kişi değildir. Belgesellerde, makalelerde daha öncesi yokmuş gibi anlatılma yanlışlığı devam ediyor. Kendisi bugün Afganistan sınırı içerisinde yer alan Belh şehrinde doğmuştur. Babası Sultan-ul Ulema ünvanı ile tanınmış Muhammed Bahaeddin, büyük babası Hüseyin Hatibi’dir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin’in kızı Mümine Hatun’dur. Ciddi bir eğitim almıştır. Asuman şiirini sanıldığı üzere Şems-i Tebrizi’ye değil, şiir son beyitinde seslendiği “Ey Padişah Selahattin”, yani vefat eden dünürü Selahattin Zerkubi Konevi’ye yazmıştır.” diyerek yanlış bilinen hadiseye açıklık getirdi.
Konukların ilgiyle dinlediği Mesnevi Sohbetleri programı; Ömer Tuğrul İnançer’in dinleyicilerin sorduğu soruları cevaplamasıyla sona erdi.