ZKSM'DE İNSANLIĞIN YIKIMI SERGİSİ'NİN AÇILIŞI VE FİLİSTİN'İ SAVUNMAK VEFATININ 20. YILINDA EDWARD W. SAİD PANELİ YAPILDI
Zeytinburnu Kültür Sanat’ta İnsanlığın Yıkımı Sergisinin açılışı ve Filistin’i Savunmak: Vefatının 20. Yılında Edward Said Paneli düzenlendi.
Zeytinburnu Kültür Sanat’ta 15 Aralık Cuma akşamı, Filistin’de yaşananları bir kez daha dile getirmek, bunlar üzerine bir kez daha düşünmek ve aynı zamanda vefatının 20. yılı sebebiyle Edward W. Said’i anmak üzere İnsanlığın Yıkımı Sergisi’nin açılışı ve Filistin’i Savunmak: Vefatının 20. Yılında Edward Said Paneli düzenlendi.
İNSANLIĞIN YARIM YAMALAK GELDİĞİ BİR İNSANLIK DEĞERİ VAR, ONLARIN YERLE BİR OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde 15 Aralık Cuma akşamı saat 19.00’da sergi açılışı ile başlayan programda ilk olarak serginin küratörü Mehmet Lütfi Şen konuştu. Mehmet Lütfi Şen; “Burada korkunç bir katliam var ama bu katliamı şu anda yaşıyoruz, her yerden görüyoruz fakat bir yerden insanlar çıkıp diyor ki çocuk öldürmek meşru müdafaaya girer. Yani insanlığın yarım yamalak geldiği bir insanlık değeri var, onların yerle bir olduğunu da görüyoruz. O yüzden sergiye odaklanmak gerçekten zor.” sözleri ile sergiye dair duygularını paylaştı.
FİLİSTİN MESELESİNİN ESASINI HEPİMİZİN BİLMESİ LAZIM
Daha sonra kürsüye çıkan Zeytinburnu Belediye Başkanı Sayın Ömer Arısoy sergiye ve Filistin’e dair yapılan tüm programlara dair düşüncelerini şu sözlerle ifade etti; “Önce bir defa Siyonizm’in çok başarılı bir biçimde gerçekleştirdiği bu zihinsel şeye bir karşı durmamız lazım. O yüzden de Filistin meselesinin esasını hepimizin bilmesi lazım. Ben kendi adıma da elbette büyük bir miting yaptık, protesto yürüyüşleri oluyor ama bireysel olarak da daha iyi bu meseleyi kavramamız lazım gibi geliyor bana. Bunlar dik durmanın, bireysel olarak bir şey yapmanın en önemli yolu gibi geliyor bana. Bunun da en iyi yolu, biraz önce Lütfi Bey’in de söylediği gibi, bu işin tarihini bilmek, nereden gelmiş, nasıl olup bitmiş… Çok temel konuları bilmezsek zaten 1800’lü yıllardan bu tarafa Siyonizm’in ısrarlı, bilinçli bir propagandayla yürüttüğü kampanyaya karşı zihnimizi korumamız zorlaşıyor.”
Sayın Ömer Arısoy’un konuşmasından sonra serginin açılışı töreni gerçekleştirildi. Ardından sergi toplu olarak gezildi ve Filistin’i Savunmak: Vefatının 20. Yılında Edward Said Paneli için salona geçildi.
Asım Öz’ün moderatörlüğünde başlayan panelin konuşmacıları Cevat Özkaya, Prof. Dr. Yasin Aktay ve Dr. Selçuk Türkyılmazoldu. Asım Öz’ün açılış konuşmasından sonra ilk sözü Cevat Özkaya aldı.
ORYANTALİZM ŞARK HAKKINDA İFADELERİ ÜRETEN BİR MAKİNADIR
Cevat Özkaya konuşmasında Edward Said’in kitaplarının Türkçeye çevrildiği dönemi şu sözlerle tasvir etti; “Haberlerin Ağında İslam’ın çıktığı yıllarda genellikle Batıcılığın çok daha hakim olduğu yıllardı. Her ne kadar Batı dışı şeylerin sesleri çıkıyor gibi gözükse de çok fazla Batıcılığın hakim olduğu zaman. Ve adeta Batı dünyasında, Batı basınında bir haber çıktığı zaman bizde çıkan haberler genellikle yanlış ama Batı basınında çıkan doğrudur, yani doğrulama kodu olarak onu kullanıyorduk. Bir nevi çarpım tablosu, iki kere ikinin dört ettiğini, yedi kere sekizin elli altı ettiğini çarpım tablosunda öğrendiğiniz gibi ha Batı’da böyle yazılmış, böyle yapılmış diye devam eden… Biraz da çok fazla kompleks içinde olduğumuz bir dönemdi. Bu çok sıkıntılı bir mesele. Yani Oryantalizm’in bana cazip gelen yanı, Oryantalizm bir kavramlar bütünü. Edward Said’in kendi tabiriyle söyleyecek olursak ‘Oryantalizm Şark hakkında ifadeleri üreten bir makinadır.’”
HER ÇEŞİT IRKÇILIĞIN ARKASINDA NASIL BİR ZAVALLILIĞIN OLDUĞUNU GÖSTERİYOR BİZE
Panelin ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Yasin Aktay oldu. Aktay, Edward Said’in önemini şu sözlerle ifade ett: “Edward Said yaptığı işle yani Oryantalizm kitabıyla Batı dünyasında bir felsefe devrimi yapmış aslında. Onu öğreniyoruz. Yani bir anlamda Michel Foucault’nun başlattığı bir devrimi tamamına erdirmiş. Ve Batı felsefesini, o aydınlanmacı kibri bir bakıma yapısöküme uğratmış. Yani tefkik etmiş der Araplar buna. Yani sökmüş onu, bütün bileşenlerine ayırmış. Bütün çıplaklığıyla Batı felsefesindeki o pejmürdeliği, dağınıklığı, kibri ve üstünlükçü o duyguyu bizim önümüze sermiş ve aslında ne kadar zavallı bir fikir olduğunu, zavallı ve ırkçı bir fikir olduğunu bizim önümüze koymuş. Bahsettiği şey Avrupa’daki bütün felsefe yani Oryantalizm dediğin, içine Marx’ı da katıyor daha ilginç gelen taraf Marx’ı da içerisine katıyor, Weber’i de içerisine katıyor, bütün bir Batı felsefesini, Batı sosyolojisini. Batı fikriyatının arkasında nasıl bir ırkçı ve her çeşit ırkçılığın arkasında da nasıl bir zavallılığın olduğunu gösteriyor bize aslında.”
ORYANTALİZM’İN ASIL BAĞLAMI KOLONYALİZMDİR
Panelin son konuşmacısı Dr. Selçuk Türkyılmaz ise Edward Said’in eserleri ile kolonyalizm olgusu arasındaki bağlantıya şu sözlerle dikkat çekti; “Çok önemli bir şey söylemek istiyorum, o da şu; hani denilir ya İngiliz kolonyalizmi ile Fransız ve Latin kolonyalizmini karşılaştıranlar İngilizlerin daha insani tavırlar gösterdiğini ve dolayısıyla kolonilerde yaşayan insanlarda daha fazla etki bıraktığını söylüyor. Hayır, böyle bir şey yok. Yani İngilizler Amerika’da yerli bir insan bırakmadılar. Yani toprağı tamamen temizleyerek gittiler. Ve bundan sonra ben Edward Said’in kitaplarına baktım. Yani Edward Said’de bu kolonyalizm meselesi var mı? Hem Kültür ve Emperyalizm’de hem de daha öncekilerde. Tamamen aslında Edward Said kolonyalizmi analiz ediyor. Yani şöyle söyleyeyim, bu çok iddialı bir cümle olacak; Oryantalizm’in asıl bağlamı oryantalizm değildir. Oryantalizm’in asıl bağlamı kolonyalizmdir. Eğer biz Edward Said’in etkisini anlamak istiyorsak kolonyalizmi düşünerek bunu anlamak mecburiyetindeyiz.”