İdeoloji Kılıfında Ekonomik Darbe
28 Şubat Postmodern darbesinin üzerinden yirmi yıl geçti. Ancak etkileri 15 Temmuz darbe girişimi sonrası daha farklı bir biçimde okunmaya başlandı. Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'in sunduğu Ajanda programının ilkinde gazeteci-yazar Ekrem Kızıltaş, 28 Şubat'tan 15 Temmuz'a uzanan süreci anlattı.
Yakın tarihimiz açısından 28 Şubat'ın bir kırılma noktası olduğunun altını çizen Ahmet Kekeç, Zeytinburnu Kültür Merkezi'nde bu aydan itibaren her ay devam edecek olan Ajanda başlıklı söyleşi programının ilkinde o dönem yaşananların en yakın tanıklarından olan Takvim Gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş'a 28 Şubat'ın nasıl bir darbe olduğunu sordu. Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen dönemin sorumlularından askerler dışında kimseye ulaşılamadığını kaydeden Kızıltaş, 28 Şubat'la ilgili yargılamaların adeta davaları sulandıracak bir biçimde ilerlemesinde FETÖ etkisi olabileceğine dikkat çekerek sözkonusu davaların FETÖ bağlantıları araştırılarak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. "28 Şubat temel olarak ideolojik bir kılıfa sarılmış ülkenin zenginliklerini soyma hareketiydi. Ülkenin zenginliklerini yağmalama ameliyesiydi. 28 Şubat aynı zamanda Erbakan hocanın 11.5 aylık iktidarı döneminde fitilini ateşlediği D8'ler dolayısıyla uluslararası güçlerin Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durup giderek bölgesel ve hemen ardından bir takım ülkeleri bir araya getirerek küresel çapta bir güç olmasının ya da küresel çapta hakim güçlerin karşısına bir alternatif olarak ortaya çıkmasının önüne geçme ameliyesiydi." şeklinde konuşan Kızıltaş, "28 Şubat Türkiye'deki rantiye çevrelerinin 1980'lerin sonundan itibaren alıştıkları 96-97'de artık zirveye ulaşan güya ticaret yapıyormuş gibi görünüp aslında doğrudan devlet kasasını, devlet zenginliklerini soymalarına mani olunması dolayısıyla buna mani olan iktidarı ortadan kaldırma hareketiydi." dedi. D8 KORKUSU DARBE YAPTIRTTI Refah-yol iktidarının kamu ortak hesabı ile faiz düzeneğinin önüne geçtiğini bunun da en başından beri bu iktidarın kurulmasını istemeyen sermaye sahipleri ve onların medyasında büyük rahatsızlık uyandırdığını hatırlatan Kızıltaş, Erbakan'ın 8 İslam ülkesini bir araya getirerek kurmayı hedeflediği D8'in de küresel güçler için tehdit oluşturacak bir adım olduğunu bu yüzden ideolojik bir kılıfa sokularak 28 Şubat Postmodern darbesinin kurgulandığını anlattı. Bu postmodern darbenin yakın tarihin en uzun Milli Güvenlik Kurulu'nun gerçekleştiği tarih olan 28 Şubat ile anıldığını hatırlatan Ahmet Kekeç, o MGK'da tavsiye niteliğinde birtakım kararlar alındığını ve dönemin Başbakanı Erbakan'a imzalatıldığını kaydetti. Bu kararların darbeye evrilmesinin MGK'yı izleyen haftalarda ABD Dışişleri Bakanı'nın 'Bu hükümeti devirin ama Meclis'i devirmeniz gerekmez.' şeklinde bir açıklaması sonrası olduğunu bu yüzden de postmodern darbe olarak tanımlandığını söyledi. 15 TEMMUZ'DA KARŞIMIZA ÇIKANLAR YAŞ KARARINDAN SIYIRANLAR 28 Şubat sürecinde Yüksek Askeri Şura kararlarıyla dindar subayların ordudan atıldığının altını çizen Kızıltaş, "O dönem bu furyadan sıyıranlar 15 Temmuz'da karşımıza çıkanlar oldu. 28 Şubat darbesinin gizli ortağı FETÖ yapılanmasıdır." şeklinde konuştu. 28 Şubat'ın en önemli aktörlerinden Necmettin Erbakan'ın siyasete giriş nedenleri ve siyasi yolculuğundan da sözeden Ekrem Kızıltaş, 'Necmettin Erbakan'ın bizi 28 Şubat gailesinden kurtarırken gösterdiği fedakarca mücadeleyi unutamayız" diye konuştu. Bir kaç gün önce Saadet Partisi'nin düzenlediği Necmettin Erbakan'ı Anma Programı'ndaki tablodan duyduğu rahatsızlığı ifade eden Ahmet Kekeç, "RP'nin kapatılmasında, Erbakan'ın iktidardan düşürülmesinde CHP'nin çok büyük rolü oldu" diyerek Erbakan'ı Anma Programı'na CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun çağrılmasını anlamlandırmanın mümkün olmadığını söyledi. Ekrem Kızıltaş, küresel güçlerin Türkiye'nin güçlenmesini ve güçlendikçe diğer ülkelere de model olmasını hiçbir dönemde istemediğini, geçmişte Adnan Menderes'e ve Necmettin Erbakan'a bugünse Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik saldırıların ve darbe girişimlerinin temelinde bu rahatsızlığın yattığını kaydetti.