Millet Kütüphanesi’nin eski müdürü Mehmet Serhan Tayşi’nin konuk olduğu söyleşide, İsmail Saib Sencer’in müthiş zekası ve ilminden yararlanmış doğuda ve batıda sayısız ilim otoritesinin olduğunu söyledi.
Eskader Başkanı Mehmet Nuri Yardım’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Zeytinburnu’nun Ebedi Sakinleri adlı söyleşide konuşan Mehmet Serhan Tayşi, Saib Sencer’in on binin üzerinde kitabın muhtevasını ezbere bilmesinden dolayı kendisinin kültür çevreleri ve halk arasında Ayaklı Kütüphane olarak bilindiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Son devrin en büyük ilim adamlarından biriydi. Bir okuduğunu bir daha unutmayan, özel bir zekaya sahipti. Hem batı dillerine hem de doğu dillerine hakim olup yurtdışından onun ününü duyup gelen araştırmacılara kendi dillerinde hitap ederdi. Tıp, eczacılık, bitki bilimi gibi birçok alanda eğitim almış, uzun dönem de üniversitede Arapça eğitimi vermişti.“
“Toplum Sahte Kahramanların Peşinde Koşuyor”
Serhan Tayşi, Saib Sencer’in sahip olduğu bu bilgeliğin aldığı gerçek medrese eğitimine dayandığını ifade ederek günümüz şartlarının bu tür âlimler yetiştirmek için uygun olmadığını ve toplumun sahte kahramanların peşinden koştuklarını ifade etti.
Tayşi, Sencer konusunda bir kitabın bile olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu ifade ederken, Sencer’in ölümünde İsveç Başbakanı’nın ‘Türk ve dünya ilminin başı sağ olsun’ derken, kendi ülkesinde gereken ilgiyi görmediğini aktardı.
“O Kağıda Değil Yüreğe Yazdı”
Sencer’in ardında hiçbir kitap bırakmamasına rağmen yüzlerce ilim adamı yetiştirip, onların çalışmalarına büyük katkılar sağladığını ifade eden Tayşi, “O ardında bir ilim ordusu bıraktı. Doğu’da ve Batı’da sayısız ilim adamı yetiştirdi. O, kağıda değil yüreğine yazdı. Sözün yazıdan daha etkili olduğunu düşünerek ilmini çevresindeki yüzlerce araştırmacıya aktardı. Onun düşündüğü gibi söz silahtan bile daha etkili oldu.” dedi.
“Yüzlerce Kedi Besledi”
Sencer’in çevresinde bulunan kedileri toplayıp hasta olanları tedavi edip, kendi tarifi olan bir çorbayla onları beslediğini ifade eden Tayşi, “Kedileri kitapları farelerden korumak için kütüphanede beslerdi. Onun ölümünün ardından kediler bakımsızlıktan dolayı çoğu hayatını kaybetti“ dedi.
Tayşi, bu büyük âlimin yeni nesiller tarafından bilinmesi gerektiğini, globalizmin etkisinde yok olan kültürlerin varlığını korumak için bunun büyük bir gereklilik olduğunun altını çizdi.
Program, katılımcılardan gelen soruların cevaplanması ile son buldu.