ZEYTİNBURNU KÜLTÜR SANAT’TA “BİYOETİK” ÜZERİNE KONUŞULDU
Asım Öz’ün sunduğu “Kavramların İzinde” söyleşi programının 31 Mayıs'taki konuğu Soner Tauscher'di. Biyoetik kavramının içeriği ve tarihsel gelişimi üzerine bir sohbet gerçekleşti.
Soner Tauscher, biyoetik alanının gelişimi ile ilgili bilgi verdi:
“Biyoetik dediğimiz zaman insanların gözüne yepyeni bir şeymiş gibi görünüyor. Biyo kelimesi biyolojik olanı ifade ediyor. Canlılar üzerinden yeni bir etik arayışından bahsedebiliriz. Bir tarafından baktığımızda geleneksel etiğe sağlam bağlılığı olan düşünürlerce bunun etiğin yeni bir okunma biçimi olduğu, bir biyoetikten bahsedilemeyeceği, bunun olsa olsa etiğin alt dalı olabileceği söyleniyor. Ama 60’lardan sonra teknolojinin gelişmesi ile beraber insana ve canlıya bakış değişmeye başladıkça yeni bir alan olduğundan da bahsediliyor.”
İnsan ve Kişi Farkı Üzerine
Soner Tauscher, biyoetikte insan ve kişinin ayırt edilmesinin sonuçlarından bahsetti:
“İnsan ve kişiyi ayırt etmemiz gerektiği söyleniyor. Bu sadece doğumla değil, ölümle alakalı. Bir bebek, kişilik değildir. Kişiliğin de 7-8 kategorisi var. Geleceğe dair bilgisi olacak, kendinin nerede olduğunu algılayabilecek, bir iletişim isteği olacak. Böyle olmadığı zaman onlara kişi diyemiyoruz. İnsandır ama kişi değildir. Yaşam hakkı da kişilerindir diyor mesela. Böyle olursa zihinsel engelliler de kişi olmaktan çıktığı için onların da öldürülebileceğini düşünenler var. Naziler de bütün engellileri öldürdüler. Bu işin provokatif tarafı tabii ama mesela beyin ölümü gerçekleşenlere insan mı diyeceğiz, kişi mi? Ötenazi ve beyin ölümünde önemli oluyor.”
Pandemi ve Biyoetik Üzerine
Tauscher, pandemi dönemi uygulamalarını biyoetik açıdan ele aldı:
“Maske takmak biyoetik olarak nasıl değerlendirilebilir? Hepimiz artık maskesiziz. Kurtulduğumuzu düşünüyoruz. Biyoetik açıdan şunu tartışabiliriz. Hatalığın var olduğunu biliyoruz. Maske takmıyorsak kendi inancımız gereği takmayabiliriz. Ama karşıdakine verdiğimiz zarar üzerinden değerlendirmemiz gerekiyor. Bu yasaya nasıl dönüşecek? Maske takmayanlara uygulanan bütün cezalar bir etik konusu. Seyahat özgürlüğünün kısıtlanması gibi durumlar oldu. Ben bütün bu uygulamaları doğru bulan biriyim. Ama karşı tarafın da hakları var. Etik dediğimiz böyle bir şey. Sadece benim isteğimle olacak bir şey değil. Maske takmayan insanın da takmama özgürlüğü üzerine konuşmamız gerekiyordu. Ama bunları konuşamadık, cepheleşmeler başladı. Aşı da biyoetik konusu. Aşı yine minimum bir tercih ama mesela kan uyuşmazlığı durumunda yapılması elzem olan kan nakli, Hristiyanlıkta günah. Burada annesi babası karar verirse ve çocuk ölürse ne yapacağız? Ebeveyn mi karar verecek devlet mi? Sıkıntı biraz buralardan kaynaklanıyor.”