BAŞKA SORULAR SÖYLEŞİ PROGRAMININ KASIM AYI KONUĞU DOÇ. DR. NAGİHAN HALİLOĞLU OLDU!
Zeliha Eliaçık’ın sunduğu Başka Sorular söyleşi programının bu ayki konuğu Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nagihan Haliloğlu oldu. 8 Kasım Cuma akşamı saat 19.30’da, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta gerçekleştirilen söyleşide Haliloğlu; kendi serüvenini anlattıktan sonra Doğu-Batı ilişkilerine dair düşüncelerini paylaştı.
Başka Sorular’da her ay kültür, akademi ve sanat dünyasından değerli isimlerle birlikte toplumu ilgilendiren konulara mercek tutuluyor. Zeliha Eliaçık’ın moderatörlüğünü yaptığı programda bu ay, Doç. Dr. Nagihan Haliloğlu ile Doğu-Batı ilişkilerine ve oryantalizm kavramına odaklanan bir söyleşi gerçekleştirildi.
“Oryantalizm, günümüzde de etkisini sürdürüyor.”
Oryantalizm kavramının irdelendiği söyleşide, Doç. Dr. Nagihan Haliloğlu oryantalizmin tarihini ve bugününü birlikte ele aldı:
“Oryantalistlerin Avrupa’daki iktidarla beraber olmasının en önemli örneklerinden biri, Napoleon’un Mısır’a giderken yanında dilcileri, ressamları da götürmesi. Çok enteresan, oryantalizme dair hayatımızda o kadar fazla şey var ki. Özellikle Batı Avrupa’da… Louvre Müzesi’nin altında bir sürü mumya var, piramitlerden alınmış. Mısır’ı olduğu gibi Paris’e taşımışlar neredeyse. İnsanların kültürlerini öğrenelim, bundan ders çıkaralım diye bakmıyorlar. Oradaki kaynağı alıp ülkelerine götürüyorlar. Bu sefer o insanlar kendi kültürlerini öğrenmek için Batı’ya gitmek zorunda kalıyor. Günümüzde hâlâ yaşadığımız bir şey.”
“Kendi kavramlarımızı kullanmamız gerekiyor.”
Doç. Dr. Nagihan Haliloğlu, kendi tanım ve açıklamalarımızda Batı’nın işaret ettiği kavramları kullanmamızın sorunlarını vurguladı. Dünyaya kendi kavramlarımızla bakmamız gerektiğini söyleyen Haliloğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Batı’ya kendi bağlamında bakmak gerekiyor. Kendi kavramlarımızı kullanarak bir inşa sürecine girebiliriz. Batı’nın bakışı tembellik, çalışkanlık, zayıflık gibi kavramlar üzerinden. Türk toplumununsa asabiyyesi çok yüksek. İnsanların birbirine duyduğu bağ. Ruslarda, asabiyyeye yakın olan birtakım kavramlar var. Bunu Weber üzerinden değil, İbni Haldun üzerinden okumak, yalnızca Doğu toplumlarını değil, Fransa’yı bile açıklamakta çok daha zihin açıcı. Bu kavramları bulup bunlar üzerinden konuşmak çok önemli.”