100 YÜZE İMZA VE SÖYLEŞİ'NİN EKİM AYI KONUĞU PROF. DR. AHMET ÇİĞDEM OLDU
18 Ekim’de ZKS’de gerçekleşen 100 Yüze İmza ve Söyleşi programına, yazar ve akademisyen Ahmet Çiğdem konuk oldu. Aykut Ertuğrul’un sunduğu söyleşi programında; Ahmet Çiğdem’in Sadakat Güzergâhı isimli son kitabı üzerinden bir konuşma gerçekleşti.
Aykut Ertuğrul’un sunduğu programda Ahmet Çiğdem ile Sadakat Güzergâhı kitabı ve genel olarak Ahmet Çiğdem’in okurluk serüveni hakkında konuşuldu.
OKULUN ÇOK GÜZEL BİR KÜTÜPHANESİ VARDI
Söyleşinin başında Ahmet Çiğdem, okurluk serüveninin ilk yılları ile ilgili şunları söyledi: “Bizim okuduğumuz okullar, mesela ben Merkez Ortaokul diye bir okulda okudum, yoksulların okuduğu bir okuldu, gerçekten yoksulduk. Mesela beden eğitimi öğretmenimiz vardı, dersleri yapmazdı hiç çünkü beden eğitimi dersinde kimsenin eşofmanı olmazdı. Ve onu mecbur tutardı. Kimsede de olmadığı için dersleri yapmazdık. Bunu hatırlıyorum mesela. Ama okulun çok güzel bir kütüphanesi vardı. Yani kullanmak isteyen için çok faydalı olabilecek ve ne bileyim işte derslerde işittiğimiz ve dışarıdan işittiğimiz, işitebileceğimiz isimler varsa onlara ilişkin olarak… Tabiatıyla ben Camus’ü falan orada bilmeden, kütüphanede mevcut olduğu için okudum.”
İNSANLAR OKUMA LİSTELERİNİ KENDİLERİ OLUŞTURURLAR
Ahmet Çiğdem, kitabının bir okuma listesi olarak değerlendirmesi hakkında ise “Önceden belirlenmiş ve bütün öğrenciler için faydalı olabilecek bir okuma listesi yoktur. İnsanlar okuma listelerini kendileri oluştururlar. Dışarıdan onlara verilen okuma listeleri genel olarak kullanışsızdır. Yani çok iyi kitaplar olabilir orada. Bu nedenle bu kitabı (Sadakat Güzergâhı) bir okuma listesi sunan bir kitap olarak değerlendirecekse okuyucu bence buradan beklediğini bulamaz.” sözlerini söyledi.
SİZ BİR MEDENİYET NEFERİSİNİZ
Söyleşide ayrıca Prof. Dr. Ahmet Çiğdem, okuma serüveninde önemli yeri olan isimlerden söz etti. Ahmet Çiğdem, kendisi için önemli bir yer tutan Cahit Zarifoğlu hakkında şunları söyledi: “O dönem, tıpkı Sophia Loren’in Üç Silahşorlar’ı göğsüne bastırması gibi ben de Yaşamak’ı göğsüme bastırdım. Çünkü bana bir şey söyledi o kitap. Yani altı çocuk annesi bir kadına ne söyleyebilir Üç Silahşorlar? Ama kitabın kendisi bir şey söylüyor. Yani ‘Bu hayat böyle gitmez, bu koca faşist bir koca filan… Mussolini ile olmaz…’ vesaire bir şeyler söylüyor işte yani.”
Okuma serüveninde önemli yer tutan bir diğer isim, Sezai Karakoç hakkında ise Ahmet Çiğdem: “Sezai Karakoç da işte bize dedi ki ‘Ya siz bir medeniyet neferisiniz, ya yoksulluk falan ne böyle şeyler, karakavruk edalara takılmalar bilmem ne, bunları aşalım. Biz burada büyük bir medeniyet inşa edeceğiz, siz bu medeniyetin öncüleri olacaksınız, neferleri olacaksınız.’ Yani birdenbire kendini konumlandırmak açısından, hani sokakta yürüyüşüne bir anlam kataraktan filan bir diriliş neferi olmak, bir şey olmak… Sezai Karakoç’ta bu vardı.” sözlerini söyledi.
AHMET ÇİĞDEM KİMDİR?
İlk, orta ve lise eğitimini Çankırı’da tamamladı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde Master ve Doktora yaptı. 1986 yılında 2013 yılına kadar Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde uzun yıllar çalıştı.. Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Türkiye’nin Siyasal Yapısı, Siyaset Sosyolojisi derslerini verdi. Emekli olduktan sonra 2016-2019 yılları arasında Yakın Doğu Üniversitesi’nde çalıştı.
Çalışma alanları, sosyal ve siyasal teori, din ve modernite, iletişim ve sosyal teori, Türkiye gerçekliği ve din ve sosyal teoridir.