“TÜRK TARİHİNDEN İZLER”İN İLK SÖYLEŞİSİ GERÇEKLEŞTİ!

YouTube video

“Türk Tarihinden İzler” adlı söyleşi dizisinde, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl moderatörlüğünde Türk tarihi farklı veçhelerden ele alınıyor. Alanında uzman konukların da katılımıyla Türklerin tarihte bıraktığı izler takip ediliyor, tarihsel serüvenleri inceleniyor. Bu sezon ilk kez sanatseverlerle buluşan söyleşi dizisinin ilk konuğu Doç. Dr. Elvin Yıldırım oldu. 13 Ekim Pazartesi akşamı Zeytinburnu Kültür Sanat’ta gerçekleşen sohbette “Avrasya Bozkırlarında Türk Tarihinin Başlangıcı” hakkında konuşuldu.

“Türk Tarihinden İzler” adlı programın ilk söyleşisinde Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın moderatörlüğünde Doç. Dr. Elvin Yıldırım konuk edildi. 13 Ekim Pazartesi akşam saat 19.30’da başlayan sohbette Türk tarihinin erken dönemlerine dair farklı kaynaklar ve görüşler irdelendi.

“Türklerin tarih sahnesine çıkışının arkeolojik bir arka planı var.”

Doç. Dr. Elvin Yıldırım, Erken Türk Tarihi çalışırken edindiği tecrübeyi ve konu hakkındaki bilgilerini dinleyicilerle paylaştı:

“Erken Türk tarihi ile ilgili bütün maddi kültür unsurların anayurt-atayurt dediğimiz yerlerde bizzat görülmesi, tetkik edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu alanda çalışma yapmak sahada olmayı ve coğrafyayı iyi bilmeyi gerektiriyor. Türk tarihinin ana kaynakları aşağı yukarı belli. Çin kaynaklarından başlayan yazılı kaynaklara, Pers, Asur ve Antik Grek kaynaklarına bakmak icap ediyor. Türklerin ortaya çıkışı ile ilgili çok fazla malumat var ama bu sadece bir yere kadar getiriyor. Aslında bunun arkeolojik bir arka planı var. Bu M.Ö. 4000’lere kadar dayanıyor.”

“Kendi tarih teorimizi yazmamız gerekiyor.”

Doç. Dr. Elvin Yıldırım, tarihe bakışta sömürge zihniyetinin etkilerinden kurtulmamız gerektiğini vurguladı:

“Siyasi ifadeler tarihyazımında çok fazla yer alıyor. 19. yüzyıldaki sömürge zihniyeti, kendilerine sömürge topraklar bulmak için bunu yapıyor. Hindistan’ta kendimize bir ata bulalım ve burayı da sömürebilelim diye düşünüyorlar. Batı’da bu tarz görüşler böyle ortaya çıkıyor. Bizim kendi bakış açımızı ortaya koymamız lazım. Bu coğrafyada Türkler, Moğollar ve Moğol kökenli olduğunu düşündüğümüz topluluklar var. Coğrafya çok zorlu, yayılamamışlar. Çok fazla yerel kabile var. O coğrafyayı en iyi bilen, tanıyan biziz. Kendi bakış açımızı yerleştirip Batı’nın empoze ettiği şeyi reddetmemiz ve kendi tarih teorimizi yazmamız gerekiyor.”

Gallery ImageGallery ImageGallery Image