Haydar Ergülen: Necip Fazıl milli şair olmamalıdır

Şair Haydar Ergülen, Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği Şairin Yaşamı söyleşisinde “Çile’nin Üstadı” Necip Fazıl Kısakürek’i anlattı. Ergülen; Necip Fazıl gibi şairlerin bir siyasi ideolojiye hapsedilmesinin şiirine haksızlık olduğunu söyledi. Haydar Ergülen, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde ayda bir gerçekleşen Şairin Yaşamı seminer dizisinin Aralık ayı programında Necip Fazıl Kısakürek’in poetikasını ve yaşamı anlattı. Necip Fazıl’ın üniversite eğitiminden, Fransa’ya gidişine; şiir, roman, tiyatro eserlerinden dergilerle münasebetlerine birçok yönünü anlatan Haydar Ergülen, Necip Fazıl’ı şair ve mütefekkir olarak değerlendirdiğini belirtti. Haydar Ergülen, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet ilişkisine de değindi ve şairlerle ilgili anektodları da dinleyicilerle paylaştı.

Hukuk seküler bir din mi?

Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Din ve Laiklik seminerinin Aralık ayı bölümünde “Ritüeller, Hayat ve Din” konusunu anlattı. Seküler ve dini ritüelleri kıyaslayan Prof. Arslan modern devletlerin ritüellerini halka dayattığını belirtti ve orta çağdaki ruhban sınıfının yerini bugün hukukçuların aldığını söyledi. Dini veya seküler ritüellerin insanların kolektif duygudaşlık yaşamasında büyük önemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, konuya konser veya hac ritüelleri üzerinden örnek verdi. “İnsanlar bir konsere gidiyor ve orada aynı şarkıda dans ediyor, coşkulu zamanlar yaşıyor. Bu onların deşarj olmasını ve bir dayanışma ortaklık duygusu içinde olmasını sağlıyor. Mutlu oluyorlar. Hacca giden bir insan da orada bir dayanışma ve ortaklık duygusu yaşıyor. Mutlu oluyor. Dini ritüeller aynı inançta olanları birbirine bağlayan ritüellerdir. Ritüeller olmaksızın din düşünülemez.” Devletlerin halkın dini ritüellerini ve aşkın dünyaya olan inançlarını yok saymasının, yasaklaması probleminin modernleşmenin temel bir sorunu olduğunu anlatan Prof. Arslan, konuya orta çağdan örnek verdi ve özellikle laik devletlerin dini ritüeller konusundaki baskısına değindi.

Savaş Çevik sergisi açıldı..

Ülkemizde ve dünyada ilk kişisel hüsn-i hat sergisini 1984 yılında Yapı Kredi Bankası sergi salonunda gerçekleştirerek hat sanatkarlarına öncülük eden usta hattat Savaş Çevik’in “denge” sergisi Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde açıldı. Uzun zamandır kişisel sergi düzenlemeyen hattat Çevik’in özlenen sergisine sanatkâr dostlarının ve sanatseverlerin ilgisi büyük oldu. Zeytinburnu Belediyesi Mehmet Lütfi Şen’in küratörlüğünde düzenlediği Savaş Çevik, “denge” Hüsn-i Hat Sergisi ile önemli bir etkinliğe daha ev sahipliği yapıyor. 17 Aralık Çarşamba günü açılışı gerçekleşen sergi Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde izleyicinin beğenisine sunuldu.

Yeni Türkiye’ nin problemi IŞİD değil Gümrük birliğidir

Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği Yakın Tarih Buluşmaları seminerinde her ay tarihimizin mühim dönemlerine ışık tutan Prof. Dr. Ali Arslan, 15 Aralık’ta gerçekleşen seminerinde Türkiye’nin AB (Avrupa Birliği) serüveni anlattı. 1963 Ankara Antlaşması’nda Türkiye’nin AB’ne alınmayacağının kesinleştiğini iddia eden Prof. Arslan; “Yeni Türkiye”nin gelecek yıllardaki en büyük probleminin ise bugün gündemde olan IŞİD gibi konular değil, Avrupa Birliği serüveninde 95 yılında ikinci kez kabul edilen ve bugün hala uygulanmakta olan Gümrük Birliği anlaşması olduğunu söyledi. Seminerine II. Dünya Savaşı sonrası dünyadaki güç dengelerinin değişmesiyle adımları atılan Avrupa Birliği’nin kuruluş sürecini anlatarak başlayan Prof. Arslan, II. Dünya Savaşı’na lider olarak giren ülkenin İngiltere olduğu halde savaştan lider olarak Amerika’nın çıktığına dikkat çekti. AB’nin güçlenen Amerika’ya tepki olarak kurulmuş bir birlik olduğunu ifade eden Prof. Arslan, Türkiye’nin 1959 yılında AB’ne yaptığı başvuruyu şöyle yorumladı: