Hukuk seküler bir din mi?
Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Din ve Laiklik seminerinin Aralık ayı bölümünde “Ritüeller, Hayat ve Din” konusunu anlattı. Seküler ve dini ritüelleri kıyaslayan Prof. Arslan modern devletlerin ritüellerini halka dayattığını belirtti ve orta çağdaki ruhban sınıfının yerini bugün hukukçuların aldığını söyledi. Dini veya seküler ritüellerin insanların kolektif duygudaşlık yaşamasında büyük önemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, konuya konser veya hac ritüelleri üzerinden örnek verdi. “İnsanlar bir konsere gidiyor ve orada aynı şarkıda dans ediyor, coşkulu zamanlar yaşıyor. Bu onların deşarj olmasını ve bir dayanışma ortaklık duygusu içinde olmasını sağlıyor. Mutlu oluyorlar. Hacca giden bir insan da orada bir dayanışma ve ortaklık duygusu yaşıyor. Mutlu oluyor. Dini ritüeller aynı inançta olanları birbirine bağlayan ritüellerdir. Ritüeller olmaksızın din düşünülemez.” Devletlerin halkın dini ritüellerini ve aşkın dünyaya olan inançlarını yok saymasının, yasaklaması probleminin modernleşmenin temel bir sorunu olduğunu anlatan Prof. Arslan, konuya orta çağdan örnek verdi ve özellikle laik devletlerin dini ritüeller konusundaki baskısına değindi.
Savaş Çevik sergisi açıldı..
Ülkemizde ve dünyada ilk kişisel hüsn-i hat sergisini 1984 yılında Yapı Kredi Bankası sergi salonunda gerçekleştirerek hat sanatkarlarına öncülük eden usta hattat Savaş Çevik’in “denge” sergisi Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde açıldı. Uzun zamandır kişisel sergi düzenlemeyen hattat Çevik’in özlenen sergisine sanatkâr dostlarının ve sanatseverlerin ilgisi büyük oldu. Zeytinburnu Belediyesi Mehmet Lütfi Şen’in küratörlüğünde düzenlediği Savaş Çevik, “denge” Hüsn-i Hat Sergisi ile önemli bir etkinliğe daha ev sahipliği yapıyor. 17 Aralık Çarşamba günü açılışı gerçekleşen sergi Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde izleyicinin beğenisine sunuldu.
Zekai Tunca Konseri
Yeni Türkiye’ nin problemi IŞİD değil Gümrük birliğidir
Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği Yakın Tarih Buluşmaları seminerinde her ay tarihimizin mühim dönemlerine ışık tutan Prof. Dr. Ali Arslan, 15 Aralık’ta gerçekleşen seminerinde Türkiye’nin AB (Avrupa Birliği) serüveni anlattı. 1963 Ankara Antlaşması’nda Türkiye’nin AB’ne alınmayacağının kesinleştiğini iddia eden Prof. Arslan; “Yeni Türkiye”nin gelecek yıllardaki en büyük probleminin ise bugün gündemde olan IŞİD gibi konular değil, Avrupa Birliği serüveninde 95 yılında ikinci kez kabul edilen ve bugün hala uygulanmakta olan Gümrük Birliği anlaşması olduğunu söyledi. Seminerine II. Dünya Savaşı sonrası dünyadaki güç dengelerinin değişmesiyle adımları atılan Avrupa Birliği’nin kuruluş sürecini anlatarak başlayan Prof. Arslan, II. Dünya Savaşı’na lider olarak giren ülkenin İngiltere olduğu halde savaştan lider olarak Amerika’nın çıktığına dikkat çekti. AB’nin güçlenen Amerika’ya tepki olarak kurulmuş bir birlik olduğunu ifade eden Prof. Arslan, Türkiye’nin 1959 yılında AB’ne yaptığı başvuruyu şöyle yorumladı:
Selçuk Küpçük Konseri
Müslümanlar içinde fikre tahammül yoktur
Şair İsmail Kılıçarslan ve şair Mehmet Çelik, her ay Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde İslam Şairleri’ni anlatmaya devam ediyor. Sohbetleriyle okurlarının büyük ilgisini çeken şairler, 11 Aralık Perşembe günü gerçekleşen söyleşide Mantıkut Tayr, Ersarname, İlahiname gibi büyük eserlerin müellifi Feridüddin Attar’ı ve tasavvufun geliştirdiği üst dili konuştular.
Güray Süngü: Aldığım ödülleri yemiyorum
Öykü ve roman yazarı Güray Süngü, Aykut Ertuğrul’un 100 Yüze İmza ve Söyleşi programının konuğu oldu. Söyleşide yazma serüvenini, kitaplarının çıkış hikâyesini ve dergilerle tanışıklığını dinleyicileriyle paylaşan Güray Süngü, kendisine verilen ödüller hakkında ‘sanatçı ödül almak için yazmaz’ şeklindeki eleştirilere de cevap verdi. Geçtiğimiz günlerde Star Gazetesi’nin ilk kez düzenlediği Necip Fazıl Ödülleri’nde Hikâye Ödülü verilen Güray Süngü, 10 Aralık Çarşamba günü Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde Aykut Ertuğrul’un konuğu oldu. Ertuğrul’un “Öykü yolculuğunda önemli sıçramalar oldu mu?” sorusuna lise yıllarında başlayan yazma serüveni ve dergilerle tanışmasından sonra gelişen süreci kıyaslayarak cevap verdi.
60 ihtilali Türk sinemasında sansürü arttırdı
Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği 100. Yılında Türk Sineması söyleşi dizisinin Aralık ayı bölümünde İhsan Kabil’in konuğu Türk sinemasının önemli yönetmeni Ertem Göreç oldu. Türk Sineması’nın 50’li, 60’lı yıllarını anlatan Göreç’in, 1960 ihtilali sonrası Türk sinemasında sansürün artışıyla toplumsal gerçekçilik akımının başladığına değinmesi dikkat çekti. Ertem Göreç, İhsan Kabil’in “50’li, 60’lı yıllar klasik Yeşilçam sinemasının serpildiği geliştiği yıllar. Siz de bu yılları en ince ayrıntısına kadar tanımış, içinden geçmiş bir yönetmensiniz. O yılları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna 1960 ihtilaline ve sansüre değinerek cevap verdi.
Hüseyin Su: İlk Türk romanını Ermeni bir vatandaşımız yazmıştır.
Türk öyküsünün usta ismi Hüseyin Su, Öykümüzün Hikâyesi seminerinin ikinci bölümünde Modern Türk Öykücülüğünün Kuruluş Dönemi’ni anlattı. Coğrafyamızda 1850’lerde başlayan modernleşme ve batılılaşma süreciyle birlikte edebiyatımızın da modernleşmesine zemin hazırlayan hadiseleri anlatan Su; halkın zihniyetini değiştirmek için edebiyatın önemli bir etken olarak kullanıldığını belirtti.